Merhaba. Maksimum 2 sayfa
uzunlukta olan bir kâğıt parçası sizi 45 dk. lık bir görüşmeye götürebilir, o
45 dk. görüşmede ömrünüz boyunca çalışacağınız işe vesile olabilir. İşte bu
nedenle kelebek etkisi yaratacak olan o 2 sayfalık özgeçmiş hazırlama büyük bir
özveri, titizlik ve dikkat istemektedir. Bizde bu yazımızda iş hayatına yeni
atılacak tecrübesiz genç adaylara kılavuz olacak rehberi hazırlayalım.
Özellikle öğrenciler ve yeni mezunlar bana bu konuda çok soru soruyorlardı. O
soruyu cevaplandıralım.
Okuldan
mezun oldunuz diplomanızı aldınız ve önünüzde bembeyaz bir kâğıt ve kalem
duruyor. Peki, ben buraya ne yazacağım?
-
Öncelikle olaya etkili bir ön yazı yazmakla başlayabilirsiniz. Ön yazı her
çalışan için gerekli çok önemli bir araçtır. Peki deneyimsiz yeni mezun olarak
ön yazıma ne yazacağım? Okuduğunuz okulu, varsa staj tecrübelerinizi, aldığınız
sertifika, kurs, seminerleri yazabilirsiniz, okuldaki sosyal ve kültürel
katıldığınız etkinlikleri belirtebilirsiniz, iş hayatına ne kadar arzulu
olduğunuzu ve kariyer hedefinizi, hangi işi neden ve nasıl istediğinizi
belirtebilirsiniz.
-
Yaratıcı bir özgeçmiş formatı bulun. Bu 2. maddeyi ilkiyle bağlantılı
anlatıyorum. Özgeçmişinizin gerekirse ilk sayfasını çok güzel ve vurucu bir ön
yazıya ayırın. Manas Destanı uzunluğunda olmayan ama tek cümleyle de sınırlı
kalmayan ön yazıyı hazırlayın gerekirse özgeçmişiniz 2. sayfadan başlasın ve
yeni mezunlar için elzem olan yaratıcı bir özgeçmiş formatı hazırlayın.
Google'da basit bir aramayla infografik cv hazırlama sitelerini bulabilirsiniz.
Bu yaratıcılık rakipleriniz arasından sıyrılmanıza neden olabilir. Devir
proaktif devri. Videolu özgeçmiş hazırlayın. 1 dakikalık video içinde adınız,
yaşınız, okulunuz, bölümünüz, yaşadığınız şehir, iş, staj, tecrübesi,
sertifikalarınız, neden bu işi istediğiniz ve kariyer hedefinizi anlatın.
-
Geldik o malum soruya: ''hiç iş tecrübem yok ki, ne yazayım?" evet
üniversite de katıldığınız sosyal aktiviteleri, erasmus, work and travel
yapmışsanız bunları, katıldığınız sertifika, kurs, seminerleri yazabilirsiniz.
burada bir not, okurken part time çalıştığınız cafe, bar işlerini eğer
hedeflediğiniz kariyerle örtüşmüyorsa yazmanıza gerek yok. yani sırf boşluk
doldurmak için bu tecrübelerinizi yazmanıza gerek yok.
Son
olarak özgeçmişinizde yapmamanız gereken hataları belirtelim. Bu ölümcül
hatalar prof. içinde yeni mezunlar içinde geçerlidir.
-
İmla ve yazım hataları. Kulağa basit gibi gelebilir ama yazım hatalarıyla dolu
bir özgeçmiş İK'cıda özensiz hazırlanmış bir özgeçmiş algısı yaratır ki bu
elenmeniz için bir sebeptir. Nedeni basittir. Kendi geleceğini etkileyecek bir
özgeçmiş yazmaya üşenen kişiye yarın iş verildiğinde de üşeneceği manasına
gelir. (Konumuzla ilgisi olmasa da şunu önemle belirtmek isterim. Aynı şey
şirkete geldiğinizde doldurduğunuz iş başvuru formu içinde geçerlidir. Adaylar
bana soruyor, şunu yazmasak olmaz mı, sertifikalarım var ama üşendiğim için
yazmadım, iş tecrübelerimi yazmasam olmaz mı! diye) Daha özgeçmiş hazırlarken
ve şirkette iş başvuru formunu doldururken bu üşengeçlikleri yaptığınızda
elendiğiniz zaman sorunu karşıda değil kendinizde arayın.
-
Hatalı formatta hazırlanan özgeçmiş. Word 2003 dosyasını word 2013 açmayabilir
ya da pdf formatı hazırlamak güzel ama her bilgisayarda pdf okuyucu
olmayabilir. Biraz teknik konu ama dikkat edilmesi gerekir.
-
Absürt cv isimleri kaydetmek. Örnek olarak ''özgeçmişim'' gibi öznesiz isimler
kaydetmeyin. Bunun nedeni ik uzmanının mail adresine gelen bir özgeçmişi aramak
istediğinde o ismi bulamamasıdır. İsim-soyisim şeklinde bir format belirleyin.
-
Kulağa absürt gelebilir ama iş başvurularınızda kullandığınız mail adresine
azami dikkat edin. Sorarım size, kim asi-stayla-93@hotmail.com mail adresine
sahip birisiyle çalışmak ister. En yalın şekilde ad-soyadınızı içeren bir mail
adresi alın ki kurumsal bir imajınız olsun.
-
Fotoğraf seçimi. Bende bir nevi ucundan y kuşağı olduğum için yaratıcılıktan
yanayım ve özgeçmişte selfie olur mu tartışmasında olmalıdan yana oy
kullanıyorum ama bununda bir dozajı olmalı. Sevgilinizle çektirdiğiniz selfie
olmamalı, yan profilden evin içinde güneş gözlüğüyle çektirdiğiniz resim
olmamalı, kızlarımızın yatağın üstünde çektirdiği ya da kanepede uzanır
pozisyonda çektirdiği resim olmamalı, arabasıyla çektirdiği resim olmamalı, boş
mermer resmini özgeçmişinde profil resmi olarak kullanmamalı. İmam-cemaat
ilişkisi olduğu için imam özgeçminizde selfie olabilir dediğinde hangi absürt
durumlarla karşılaşacağımızı tahmin edebiliyoruz bu yüzden siz gene de takım
elbiseli vesikalık tarzda bir resim koyabilirsiniz.
Özellikle
yeni mezunlar ve öğrenciler için özgeçmiş hazırlama tüyoları buna benziyor.
Aklınıza takılan her soruda ya da cv danışmanlığı için benimle iletişime
geçebilirsiniz. İş hayatınızda başarılar.
Saygılarımla,
iKMania
Mobbing Rüşvet Gibidir İspat Edilmesi Zordur
Mobbing!
Mobbing Rüşvet Gibidir
İspat Edilmesi Zordur
Merhaba. Mobbing rüşvet gibidir varlığı kolay
kolay kanıtlanamaz demişler. Peki öncelikle mobbing ne demektir? Kavram olarak
ingilizce “mob” kökünden gelmekte olup, “mob” sözcüğü, aşırı şiddetle ilişkili
ve yasaya uygun olmayan kabalık anlamındadır. Sözcük latince “mobile vulgus”tan
türemiştir. İş yaşamında psikolojik taciz olarak nitelendirebiliriz.
Mobbing Tarihçesi
Türkiye’de ilk mobbing davası 2006 yılında Jeoloji Mühendisler Odası’nda çalışan Tülin Yıldırım tarafından açıldı ve davayı kazanan taraf oldu. Tek tük açılan ve kazanılmaya başlayan davalar diğer davalara referans oldu. Zamanla mobbing davalarının sayısı artmaya başladı. Bu davalar çok büyük bir oranda tazminat davası şeklinde açıldı ve açılmaya devam ediyor.
Öncelikle şu ince çizgiyi
çekmek lazım: Bir davranışın mobbing olarak kabul edilebilmesi için öncelikle
sistematik bir şekilde devam etmeli ve amaç sizi sindirerek işten uzaklaştırmak
olmalı. Mobbingi iş yerinde tartışmakla, iş yüküyle, terbiyesizlikle
karıştırmamalı. Mobbing uzun bir dönem
boyunca sürekli, sistemli ve sindirmeye yönelik olmalıdır. Sanırım buna 3 s
kuralı diyebiliriz
Mobbing Ne Değildir?
Mobbing Ne Değildir?
Mobbingin ne demek olmadığını da şu
anektodla anlatabiliriz herhalde. ABD’de gökdelenin birinde asansöre binen adam
içeride yalnız bir kadın olduğunu görür ve aklından şu düşünce geçer, “Acaba bu
kadına merhaba mı desem daha çok tazminat öderim yoksa hiç selam vermesem mi?”
Çünkü tazminat davası takıntılı ABD’de, selam verse sarkıntılıktan, selam
vermese saygısızlıktan kendisine bir dava açılma tehlikesi vardır. İşte bu örnekte olduğu gibi iş
yerinizde her yaşadığınız olaya ‘’i like the mobbing mobbing’’ damgası
yapıştıramazsınız. 3 s kuralını unutmayın; sürekli, sistemli ve sindirme amaçlı…
Mobbingin Hukuksal
Boyutları
Mobbing davası nasıl açılır?
Mobbing’e uğradığını iddia eden işçi 4857
sayılı iş kanunu uyarınca iş akdini haklı sebepler ile feshedebilir ve kıdem
tazminatını talep edebilir. Bu dava işverenin ikametgâhındaki yer mahkemesinde
veya işçinin işini yaptığı işyerinin bağlı bulunduğu iş mahkemesinde açılır.
Dava dilekçesi davalı sayısından bir fazla hazırlanarak delil listesi ile
birlikte iş mahkemesine verilir.
Mobbing davasının harcı kaç liradır?
Mobbingten dolayı iş aktinin feshedilip kıdem
tazminatı alacağı davası nispi harca tabidir. Dava değerinin binde 68,31 harç
olarak ödenir. Bu rakamın dava açılışında ¼’ü ödenir kalan kısım dava bitince
kalanı tamamlattırılır.
Davayı açan kişi delil göstermek zorunda
mıdır?
Davanın sonucun hakimin karar verebilmesi için
iddiaların ispat edilmesi gerekir bu nedenle mutlaka delil gösterilmesi
gerekmektedir.
Delil ve şahit gösteremeyen kişi mobbing
davası açabilir mi?
Açabilir ancak davasını ispat edemez ise
davası reddedilir.
Mobbing davasında davacı şahit göstermek
zorunda mı?
Hayır ancak davasını başka deliller ile ispat
edemez ise şahidi de olmadığı için davası reddedilebilir.
Dava ne gibi sonuçlarla bitebilir?
Açılan dava kabul edilebilir, reddedilebilir
veya kısmen kabul edilebilir.
Bu davada mobbingten dolayı iş akdini kendisi
feshettiği için burada açılacak dava işe iade davası değil maddi, manevi
tazminat talep edebilir.
Davacı kıdem tazminatı dışında maddi ve
manevi tazminat talep edebilir mi?
Mobbing sonuç olarak hukuken aynı zamanda
haksız fiildir. Bu fiilden dolayı maddi ve manevi tazminat talep edilebilir.
Genelde mobbing davaları ne kadar sürede
sonuçlanır?
Somut uyuşmazlığa göre değişiklik gösterse de
genelde yerel mahkeme kararı yaklaşık 10 ayda temyiz incelemesi(yargıtay
aşaması) de yaklaşık 6-8 ayda tamamlanır.
Mobbingi nasıl kanıtlayabiliriz?
Yazının başında belirttiğim gibi mobbing rüşvet gibidir kanıtlanması zordur. Bu yüzden en önemli bölümü en sona sakladım. İşyerinde mobbing ya da psikolojik şiddete uğradığınızı düşünüyorsanız durumunuzu ispatlamak için şu yollara başvurabilirsiniz:
En önemli kanıt yolu tanıklardır. Fakat
pratikte, işyerinde çalışan kişiler işverene karşı kolay kolay tanıklık yapmak
istemezler. Dava açarsanız tanık olmaları için arkadaşlarınızı ikna etmeye
çalışabilirsiniz. Bunun yerine durumunuzu bilen ama işten ayrılan kişileri de
bulup tanık gösterebilirsiniz.
Hakaret içeren ya da sizi küçük düşürmeye
yönelik istekler içeren yazışmaları, karşılıklı mailleri kaydedin ve gerekirse
çıktılarını alın. Günün sonunda söz uçar yazı kalır demişler ve elinizde yazılı
belge olması işinizi kolaylaştırır. Bu konuya ilginç bir örnek. ABD’de büyük
harflerle yazılan bir mail direkt mobbing kapsamına girmektedir. Çünkü büyük
harfle yazmak kişiye bağırmak anlamına gelmektedir.
Mahkemede beyan etmek üzere yaşadıklarınızı
mutlaka not alın. Başınıza gelenleri gün gün an an mobbing günlüğü gibi
tutabilirsiniz. Yer, tarih, konu, zaman.
İşyerinden ya da işverenden zamansız telefon
aramaları olduysa bunları not edin ve gerektiğinde GSM operatöründen dökümünü
alın.
Mobbing nedeniyle psikolojik açıdan zarar
gördüyseniz mutlaka bir üniversitenin adli tıp bölümünden ruhsal durumunuzla
ilgili rapor alın. Bu tür raporlar önemli birer delildir.
Yaşadığınız psikolojik saldırıları mutlaka
yakınlarınızla ve güvendiğiniz iş arkadaşlarınızla paylaşın. Onları mahkemede
tanık olarak dinletebilirsiniz.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Alo
170 hattına şikayette bulunarak, yardım isteyin.
Saygılarımla,
iKMania
iKMania
Mülakatların Dili: Stres Mülakatları
Mülakatların Dili: Stres Mülakatları
Merhaba. Stres
mülakatı; mülakat teknikleri içinde her iki tarafı oldukça geren belkide tek
mülakat tekniğidir bu. Google'a ''stres mülakatı nasıl yapılır'' diye aratacak
derecede kırmızı çizgiler içeren ve konunun uzmanları tarafından yapılması
elzem bir mülakattır. Peki bu mülakat hangi meslekler için uygulanır? Polisler,
özel güvenlik görevlileri, kredi kartı veya sigorta gibi aktif sıcak satış
içeren mesleklere, çağrı merkezi çalışanlarına yapılır genelde. Yapılış amacı,
yoğun stres içeren mesleklerde ani tepkilere karşı adayların nasıl davrandığını
ve davranacağını öngörmek için yapılır.
Peki
stres mülakatına tutulduğunuzu nasıl anlarsınız?
-
Görüşmeye size söylenen saatten çok sonra alındıysanız,
-
Mülakatı yapan İK sizinle ilgilenmeyip telefon veya başka bir şeyle
uğraşıyorsa,
-
Mülakat odasında sizin için bir sandalye yoksa,
-
Mülakat esnasında yapılması imkansız bir görev verildiyse (örneğin ayakkabınızı
çıkarmak gibi),
- Size
ardı ardına sorular soruluyor ve cevaplamak için yeterli düşünme süresi
tanınmıyorsa ve cevaplarınız yarıda kesilip farklı sorular soruluyorsa, panik
yapmayın ve bilin ki stres mülakatındasınız. Tebrikler!
Stres
Mülakat Soruları Nelerdir?
- Sizi
neden işe alalım? Sizin CV'nizdeki özelliklerden daha fazlasını taşıyan bir çok
aday bulunmakta.
- Başka
bir firma için daha uygun olduğunuzu düşünmüyor musunuz?
- Bu işi
istediğinize gerçekten emin misiniz?
- Şu
elimdeki kalemi görüyor musun, bana bunu satmanı istiyorum!
- Neden
bu kadar uzun süre iş aradınız?
- Bu
özgeçmişle nasıl sizi alabileceğimizi düşünebiliyorsunuz?
- Bu
görüşmenin negatif veya pozitif olup olmadığını belirtebilir misiniz?
- Sence
sen kendini uzman mı yoksa memur olarak mı görüyorsun?
- Bir
Office programı olmak isteseydin hangisi olurdun? Excel mi word mü?
- Eğer
bu mülakatı şuan siz yapıyor olsaydınız ne sorardınız?
-
Arkandaki duvar hangi renk?
-Bekleme
odasında duvarda hangi tablo ve resim asılıydı?
Stres
mülakatıyla nasıl Başa Çıkılır?
Öncelikle
yaratılan yapay stres ortamının tamamen mülakat tekniği olduğunu unutmayın.
Stres mülakatında olduğunuzu anladığınız an heyecanınızı yansıtmamaya çalışın.
Geriliminizi minimum seviyede tutun ve stres mülakatının gazına gelip karşı
tarafa sert, agresif cevaplar vermeyin. Zaten bu mülakatın yapılış amacı sizin
stres altında göstereceğiniz tepkiyi ölçmektir.
Son
Olarak İK'cılara Bir Not:
Mülakat
tecrübeleri fazla olan adaylar olduğu gibi ilk iş görüşmesine geldiğinde stres
mülakatıyla karşı karşıya kalan adaylar da olabilir ve bu yeni genç adaylar
sizin yaptığınız stres mülakatını yanlış anlayıp olayı kişiselleştirebilirler.
Eğer adaya yapılan mülakat türüyle ilgili bilgi verilmemişse aday yaşadığı bu
deneyimi sosyal medyada ve arkadaş çevresine yanlış aksettirip şirketinizin
kurumsal imajını yaralayabilir. Bu duruma düşmemek ve yanlış anlama yaşamamak
için prof. dizayn edilmiş stres mülakatı sonunda adaya kesinlikle feedback
vermek çok önemli. Şu sorudan itibaren stres mülakatına tabi tutuldunuz bunun
amacı yoğun stresle nasıl başa çıktığınızı görmek içindi gibi.
Saygılarımla,
iKMania
İnsan Kaynakları Ne İş Yapar?
İnsan Kaynakları Ne İş
Yapar?
Sokaktan geçen 100 kişiye bu soruyu sorsak 90'ı mülakat, işe alım,
işte böyle komiklikler, şakalar cevabı verir sanıyorum. Hatta yeri gelmişken
burada sokaktaki hazır 100 kişiye sorulmuşu da var.
Peki sizce İnsan Kaynakları gerçekten de ne
iş yapar?
- En temel görevi işe
alım (halk dilinde mülakatlar) olsa da bu sadece buz dağının görünen kısmıdır.
- İK günlük
puantajları tutar ve ay sonunda sizin bordronuzu yapar. Her ne kadar daha küçük
kobilerde (halk dilinde patron şirketi) dediğimiz yerlerde bordrolama işi
İK'lara bırakılmışsa da daha büyük ve oturmuş kurumsal kimliğe sahip
şirketlerde ''bordrolama'' işini ya muhasebe tutar ya da bunun için ''İnsan
Kaynakları - Personel Özlük Birimi'' oluşturulmuştur.
- İK işten çıkış
mülakatları yapar ve bunları analiz edip raporlar. Perşembe'nin gelişi
Çarşamba'dan belli olduğu için işletme içi, işletme dışı çıkış nedenlerini
araştırır. Bu da adayların işine yaramaktadır. Şöyle ki işten çıkışlar ücret
yetersizliğinden geliyorsa bunu iyileştirir, çalışan memnuniyetsizliğinden
geliyorsa oryantasyonu rezive eder, motivasyonu arttırır.
- İK çalışan
ilişkilerini düzenler. Gene büyük şirketlerde bu işin uzmanları ayrıdır ve
İnsan Kaynakları - Çalışan İlişkileri departmanlığı vardır. Yani o hep gıpta
edilen İK'nın tek işi piknik organize etmek, halısaha turnuvası ayarlamak,
yarışmalar düzenlemek demek değildir. Bu motivasyon araçlarının dışında
çocuğunun hastalanmasına da İK bakar, bahçede çürümüş yastıkları değiştirmeye de
İK bakar, yemekhanede ki yemekleri beğenip beğenmediğinin anketine de İK bakar,
iş arkadaşınla kavga ettiğin duruma da İK bakar.
- İK oryantasyon planı
hazırlar. İş hukukunda yer alan 2 aylık deneme sürecini refere ederek senin
için en yararlı oryantasyon planını hazırlar.
- İK iş sağlığı
güvenliğini oluşturur. Yani o inşaat alanında başına kasket giy denilmesinin
bir nedeni olduğu için İK bunu da yapar.
- İK kariyer
haritasını çıkarır. Şunları şunları yaparsan şu olursun, bunları bunları
yaparsan bu şekilde terfi olursun diyerek senin kariyerini planlar ve yükselmen
için süreçler açar.
- İK performansını
değerlendirir.
- İK organizasyon
şemasını düzenler.
- İK iş hukukunu ve
sahip olduğun tüm hak edişlerini kanuna göre korur
- İK servisleri ayarlar,
yemekhaneleri düzenler ki kurumsal firmalarda bu işlerde ''idari işler
departmanı'' olarak ayrılmaktadır.
Kimilerine göre
''İnsan Kaymakları'' olan bu meslek bir çoklarına göre yan gelip yatma yeridir.
Hatta kapının önünden geçerken kafayı içeriye uzatıp ne yapıyor ya bu İK
denilmişliği vardır.
İnsan Kaynakları Yan Gelip Yatma Yeri Değildir!
Saygılarımla,
iKMania
iKMania
Ön Yazı Nedir, Nasıl Yazılmalıdır?
Ön Yazı Nedir, Nasıl Yazılmalıdır?
Merhaba. Ön yazı insanı vezirde eder rezil de eder dersem sanırım abartmış
olmam. Eğer ki CV'niz bir futbol takımıysa ön yazınız da forvetiniz demektir.
Gole giden en önemli araç olabileceği gibi maç sonunda hezimet yaşatmış ve saç
baş yolduran bir şeyde olabilir. İş başvurularında ön yazı yazmanın neden bu
kadar önemli olduğunu yukarıdaki 2 cümlede anlattığımı sanıyorum. Peki
günümüzde değil iş hayatına daha başlamamış öğrenciler, prof. çalışanlar bile
neden ön yazı yazmakta zorlanıyorlar?
Öncelikle ön yazı yazmanın kurallarını ve iyi bir ön yazının sahip olması gereken kriterleri madde madde belirtelim.
Ön Yazı nasıl yazılmaz?
- Birinci ve belkide en önemli madde kendinize özgü ve başvuru yaptığınız şirkete özel bir ön yazı yazın. Bu ne demek? Google'da çıkan ilk ön yazı örneğini copy-paste yapıp her gelen şirkete yollamayın. Neden? Her gelen başvuruda hep aynı kalıpta aynı cümlelerle yazılmış ön yazı belli bir noktadan sonra İK'cı da ters tepmekte ve ön yazının esas amacını gölgelemektedir. Kural-1 özgün bir ön yazı bulun.
- Ön yazı demek bir nevi CV'inizin özeti demektir. Yani CV'nizin tamamını ön yazıya aktarmayın ve elinizden geldiğince ön yazıyı kısa tutmaya bakın. Ön yazılarınız İK'cılar tarafından okunuyor evet ve ben ön yazılara olduğunca değer vererek okuyorum ama dediğim gibi biyografi yazmıyorsunuz, kısa ve öz yazın.
- Ön yazı bir espri mekanizması değildir ve sizde stand-up yapan bir showmen değilsiniz. Yani ön yazınıza ''beni tanıyınca çok seversiniz :)'' gibi cümleler yazmayınız en baştan elenirsiniz.
- Ön yazı da kendinizi överken abartıya kaçmayın. Gereksiz mütevaziliğe gerek yok ama abartı övgü cümleleri de başvurunuza egoist, megaloman damgası vurdurmasın.
- Yazınızda azami imla kurallarına dikkat edin. W, q, x'li cümleler kurmayın, sms dili kullanır gibi slm, kib, by yazmayın.
- Belli bir format uydurduktan sonra aynı yazıyı her başvurunuza copy-paste yapmayın. X şirketine başvururken yazınızda Y şirketi yanlışlıkla çıkmasın. Bu özensizlik ve algısı düşük bakış açısı yaratır ki elenmeniz için başlı başına bir kriter olmaktadır.
Ön Yazı Nasıl Yazılır?
Klasik yaparım, ederim demek yerine şu nedenle yaparım bu yüzden
ederim gibi daha somut cümleler kurun. Eğer bir satışçıysanız sayısal veriler
kullanın. Örneğin ''geçen projede satışları %15 arttırdım'' gibi.
Girizgah
Sayın yetkili, eğer isim biliyorsunuz Sayın Anıl GÜÇLÜ, değerli
yetkili ya da riske girmeyerek en sadesi Sayın İK Yöneticisiyle
başlayabilirsiniz.
Konuya Giriş
Hangi pozisyonla ilgilendiğinizi, bu ilanı nerede gördüğünüzü kısa
cümleyle belirtin yeter. Unutmayın! Sadece Kariyer.netten iş başvurusu
yapmıyorsunuz. İnsan Kaynakları çalışanının direkt mail kutusuna gidecek bir
başvuruya ön yazı yazıyorsunuz diyelim. Böyle durumda;
''Sayın Yetkili/X Bey/Y Hanım, sizinle www.iskur.gov.tr kariyer
portalı üzerinden yayınlanan İnsan Kaynakları Uzmanlığı ilanı hakkında
iletişime geçiyorum.'' Gördünüz mü? Ne kadar da sade ve amaca yönelik bir
giriş.
Gelişme
Dananın kuyruğunun koptuğu yer. En fazla 5 cümleyle kendinizi
anlatın. Eğer yeni mezunsanız ve iş deneyiminiz yoksa kariyer hedeflerinizden,
sahip olduğunuz sertifikalardan, bir profesyonelseniz toplam iş tecrübenizden,
sahip olduğunuz yetkinlikleri özet geçerek anlatınız.
''X Şirketinde satış uzmanı olarak görev aldığım 5 yıl içerisinde,
müşteri ile ilişkiler, %20 satış hacmini arttırma, müşteri ziyaretleri gibi
yaptığım görevler ve aldığım sorumluluklarımın da yardımı ile, Satış
Yöneticiliği görevini daha üstün bir performans ile yerine getireceğime
inanıyorum.'' gibi
Kapanış
Ön yazının en kolay yazılabilen bölümü de burasıdır. Vakit
ayırdığınız için teşekkür eder ve iyi günler dilerim. Saygılarımla.
Özgeçmişimle ilgilendiğiniz için teşekkür eder, birebir mülakatta
yetkinliklerimi anlatmak isterim gibi.
Örnek;
Sayın Yetkili, sizinle kariyer.net kariyer portalı üzerinden
yayınlanan İnsan Kaynakları Uzmanlığı ilanı hakkında iletişime geçiyorum.
İsmim Anıl GÜÇLÜ. Anadolu Üniversitesi İktisat mezunuyum.
Bu pozisyona aday bir çalışanda ihtiyacınız olduğunu düşündüğüm çoğu özelliği
taşıdığıma inanıyorum. İnsan Kaynakları alanında 3 seneye yakın bir iş tecrübem
ve konu hakkında sertifikalarım bulunmaktadır.
Yetkinlikler olarak performans değerlendirme sistemi, işe alımın
tüm süreçleri, oryantasyon planı hazırlama, turnover raporlama ve işe alım
sayaçlarının hazırlanması, eğitim planlama, micro bordrolama, kariyer haritası
hazırlama ve çıkış mülakatlarının raporlanmasını gerçekleştirmekteyim. Ayrıca
Ege Üniversitesinde İnsan Kaynakları Yönetimi alanında yüksek lisansa başladım.
İş tecrübelerim ve eğitim hayatımla beraber İnsan Kaynakları
Uzmanlığının görev tanımında yer alan çoğu kabiliyete kavuştum. Hedefim
doğrultusunda bana deneyim kazandıracak ve bendeki deneyimi de şirketime
aktarabileceğim ve birlikte sinerji yaratacağımız bu pozisyona başvuru isteğimi
belirtmek istiyorum.
Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim;
Saygılarımla.
İşe İade Davası
Merhaba. Nerede bir cümle
içinde ''işe iade'' kelimeleri geçerse orada akan sular durulmalı. Bu konu hem
işçi hem de işverenler açısından dipsiz bir kuyuya benzer. Belki de iş hukuku
konusunun en önemli konu başlığı ''işe iade davasıdır''. İşçiler açısından
kıdem, ihbar tazminatı gibi konulardan sonra 3. sırada gelmektedir.
Peki işe iade davası nedir? En
basit ve yalın tarifiyle işverenin haksız yere sizi işten çıkardığını
düşündüğünüzde konuyu mahkemeye taşımanız ve işe tekrar alınma talebinde
bulunmanızdır.
Çok ciddi ve önem arz eden bu
konu hakkında ilerleyen günlerde konunun en önemli hatları hakkında en ince
ayrıntısına kadar parça parça yazılar yazacağım ama önce gelin size Avukat
ALPER YILMAZ'ın çok güzel hazırladığı yazıyı aktarayım. Akıllarda soru işareti
bırakmayacak kadar en ince ayrıntısına kadar çok güzel açıklamış.
1-İşe iade davası
nedir?
En geniş tanımıyla işveren
tarafından yapılan feshin geçerli olup olmadığını denetleyen bir tespit
davasıdır.
2- Tüm çalışanlar işe iade davası açabilir
mi?
Hayır. Bu davayı açabilmek için
işyerinde en az 30 işçinin çalışması; iş sözleşmesinin belirsiz süreli yapılmış
olması ve iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmiş olması
gerekmektedir. Hayır uzamaz. Süre işlemeye devam eder.
Ayrıca işe iade davası açacak işçinin en az 6 aylık kıdeminin bulunması, işveren vekili ve/veya yardımcısı konumunda bulunmaması gerekir.
Fesih iradesinin işçiden geldiği tüm durumlarda (istifa vb) kural olarak işe iade davası açılmaz. Ancak bu iradenin sakatlandığı (hata, hile, tehdit vb) durumlar bundan istisnadır. İradesinin sakatlandığını ispat yükümlülüğü işçiye aittir.
Ayrıca kanun belirli süreli sözleşme yapma yükümlülüğünü objektif bazı şartlara bağlamıştır. Diğer ifade ile her durumda belirli süreli sözleşme yapılmaz. Yasanın aradığı; işin objektif olarak belirli süreli yapılabilecek bir iş olmasıdır. Bu koşula riayet edilmeden kağıt üzerinde belirli süre taşıyan sözleşmeler nitelik itibariyle belirsiz süreli sayılır. Ve işe iade davası açılabilir.
3- Bu davayı ne kadar sürede açmam lazım?
İşe iade davası fesih
bildiriminin tebliğinden itibaren 1 ay içinde açılmalıdır. Bu davayı açmak için
süre fesih tarihinden değil, fesih bildiriminin tebliğinden itibaren başlar.
Örnek olarak; bir işçiye bugün itibariyle tebliğ edilen fesih bildiriminde sözleşmenin 30 gün sonra sona ereceği bildirilse dahi, 1 aylık dava açma süresi bildirimin tebliğ edildiği bugünden başlar. Diğer ifadeyle dava açma süresi feshin gerçekleşeceği 30’uncu günden itibaren başlamaz.
4- İşverenim ihbar öneli kullandırarak fesih
bildirimi yaptı. İşyerinde halen çalışıyorum. Dava açabilir miyim?
Evet. Eğer işe iade dava
koşulları oluşmuşsa, bildirim yapıldığı için dava açma süreniz işyerinde
çalışılsa dahi başlar.
5- Dava açma süresinde rapor aldım. Bu süreyi keser mi?
Hayır kesmez. Süre işlemeye
devam eder.
6- Dava açma süresinde Bölge Çalışma’ya itiraz ettim. Dava açma sürem uzar mı?
Uzamaz.
7- Altı aylık kıdem koşulu hangi tarihteki kıdemime göre belirlenecek?
Fesih bildirimin tebliğ
edildiği tarihteki kıdeme göre belirlenecektir.
Örnek olarak fesih bildirimin tebliğ edildiği tarih itibariyle 5 aylık kıdemi olan çalışan, işe iade davası açamayacaktır.
8- İşverenim 6 aylık kıdemimim dolmasına kısa bir müddet kala sözleşmeyi feshetti? Bu durumda işe iade davası açabilir miyim?
Hayır. Çünkü yasanın aradığı 6
aylık kıdem koşulu zorunlu bir unsudur. Eğer feshin kötü niyetli yapıldığı
ispatlanırsa işverenden bildirim süresinin 3 katı tutarında kötü niyet
tazminatı talep edilebilir. Kötü niyetli feshin ispatı işçi tarafından yapılacaktır.
9- Fesih bildirimini tebliğ almam zorunlu mudur?
Yasal anlamda bir zorunluluk
yoktur. Ancak dava açma süresinin başlangıcı anlamında tebliğ alınması faydalı
olabilir. Tebliğ alırken de “her türlü hakkım saklıdır” şeklinde bir şerh
düşülmesi faydalıdır. Ayrıca tebliğ alınan tarihi doğru bir şekilde yazmak,
geçmiş bir tarihi yazmamak (dava açma süresini kaçırıcı mahiyette) son derece
önemlidir.
10- Fesih bildirimini tebliğ almasam da dava açma süresi başlar mı?
Fesih bildirimi içeriği okunmasına
rağmen tebliğden imtina edilmiş ise, işveren tarafından bu hususu kanıtlar bir
tutanak tutulması halinde dava açma süresi başlayabilir. O yüzden dikkatli
olunmalıdır.
11- İşveren beni hangi sebeplerle işten çıkarabilir?
Bu konuda ikili bir ayrım
yapmak gerekir. Birincisi İş Kanunu madde 25’te yer alan haklı nedenler diğeri
de geçerli nedenlerdir. Geçerli nedenler ise davranış, verimsizlik ve
işletmesel nedenlerle yapılan fesihlerdir.
12- Hangi durumlarda savunmamın alınması gerekir?
Eğer yetersizlik ve davranış
nedeniyle bir fesih yapılıyorsa öncesinde aleyhindeki iddialara karşı çalışanın
savunma alınmalıdır. İşletmesel nedenler için savunma alma yönünde bir
zorunluluk yoktur. Ayrıca işveren tarafından İş Kanunu madde 25 uyarınca
yapılan haklı nedenle fesihlerde de savunma alma zorunluluğu yoktur.
13- Savunma alınmazsa ne olur?
Yetersizlik veya davranış
nedeniyle fesih savunma alınmazsa fesih geçersiz nitelikte bir fesih olur.
14- Fesih bildirimimde hiçbir
neden gösterilmedi. Sadece madde 17 ve 18. uyarınca çıkarıldınız yazıyor. Bu
geçerli midir?
Fesih bildiriminde fesih
sebebinin açık ve kesin olarak bildirilmesi zorunludur. Aksi takdirde fesih
geçersizdir.
15- İhtar ve uyarılarda da savunma almak zorunlu mudur?
Hayır zorunlu değildir.
16- Bana bir konuda ihtar verildi. Ne
yapabilirim?
İhtarda belirtilen hususları
kabul etmiyorsanız, siz de işverene durumu izah eder ve kabul etmediğiniz
durumları belirtir bir ihtara cevap gönderebilirsiniz.
17- Üç tane ihtarı olan işten çıkarılır
deniliyor. Bu doğru mudur?
Kural; kişinin aynı konuda
verilen ihtara rağmen benzer fiil ve davranışlarını devam ettirmesidir. Aynı
şekilde; yapmakla yükümlü olduğu görevi kendisine hatırlatıldığı halde (ihtar
edildiği) yapmamasıdır. Burada önemli olan ihtarın sayısı değil, niteliğidir.
Hangi olay/olaylar nedeniyle verildiğidir. Dolayısıyla verilen ihtara rağmen
benzeri fiilleri yapılması halinde ve işyeri düzeni de bozuluyorsa fesih sonucu
ortaya çıkabilir.
İhtar verilmekle o fiile ilişkin
ceza/müeyyide verilmiş olur. Sonrasında –filin tekrarı olmaması halinde- aynı
konuda işten çıkış yapılamaz.
18- Raporlu alarak sık sık devamsızlık yapmak
bir fesih sebebi midir?
Yargıtay kararlarına göre
alınan raporlar nedeniyle sürekli ve sık sık devamsızlık yapılıyor ve işyeri
düzeni de bozuluyorsa, böyle bir durum geçerli nedenle feshe sebep olabilir.
19- İşe iade davası ne kadar sürer?
Yasada bu tür davaların 3 ayda
kesin olarak sonuçlanması düzenlenmiş. Ancak mahkemelerin iş yükü nedeniyle davalar
ortalama 1 sene veya daha üzeri bir zamanda kesinleşmektedir.
20- İşe iade kararında neye hükmediliyor?
Davanın kabulü halinde, işçinin
kesinleşen mahkeme kararı üzerine 10 gün içinde işyerine başvurması halinde
öncelikle 4 aylık ücret tutarında boşta geçen süre ücreti ile bu dönem de doğan
sosyal haklara hükmediliyor.
Ayrıca işveren tarafından işçi
işe 1 ay içinde başlatılmazsa 4aydan 8 aya kadar aylık ücret tutarında işe
başlatmama tazminatına hükmediliyor.
21- İlk derece mahkemesi kararını verdiğinde
dosya kesinleşmiş mi oluyor?
Hayır. Tarafların 8 günlük
temyiz süresi var. Bu sürede taraflar kararı temyiz etmezlerse karar
kesinleşmiş olur. Eğer temyiz ederlerse dosya Yargıtay’a gönderilir.
22- Temyiz incelemesi ne demek?
Kararın hukuka aykırı olduğunu
düşünen tarafın yasal sürede kararı temyiz etme hakkı vardır. Temyiz Mahkemesi
Yargıtay’dır. Yargıtay işe iade davalarında dosyayı esas ve usulden inceleme
yetkisine ve hatta esas yönünden kesin karar verme yetkisine sahiptir.
23- Yani ilk derecede davayı kazansam bile
Yargıtay dosyayı esastan inceleyip, kesin olarak karar verme yetkisine sahip.
Öyle mi?
Evet. Dolayısıyla ilk derece
mahkemesinin kararından ziyade Yargıtay’ın verdiği karar kesin ve belirleyici
oluyor.
24- Yargıtay’ın verdiği karara itiraz yolu var
mı?
İşe iade kararlarında
Yargıtay’ın verdiği kararlar kesin niteliktedir. Dolayısıyla itiraz yolu açık
değil. Ancak maddi hata yapıldığı yönünde bir kanaat hasıl olmuşsa, bu hususun
düzeltilmesi ileri sürülebilir.
25- Karar kesinleşince işe müracaat sürem ne
zaman başlar?
Kanunun ifadesine göre
kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içerisinde işe
müracaat edilmesi gerekmektedir.
26- İşe müracaat için gerekli on iş
günlük sürede raporlu olmam süreyi keser mi?
Kanunda böyle bir düzenleme
yoktur. O nedenle çalışan ya kendisi ya da avukatı marifetiyle bu müracaatı
yapma zorundadır.
27.- İşe müracaatı nasıl yapmam lazım?
Buna ilişkin herhangi bir
kurala kanunda yer verilmemiştir. Önemli olan çalışanın işe süresinde müracaat
ettiğini ispat etmesidir. Dolayısıyla yazılı olarak yapılması önemlidir. Noter
marifetiyle, telgrafla vd şekillerde yazılı olarak ve karşı tarafa ulaştığını
ispat edecek şekilde yapılabilir.
28.- Postada geçecek zaman işe müracaat süremi
etkiler mi?
Önemli olan işe müracaatı
süresinde yapmaktır. Postada geçen zaman süreyi etkilemez. Örnek olarak, Noterden
marifetiyle yapılacak işe iade müracaatında evrakın notere sunulduğu tarih işe
iade müracaatının yapıldığı tarih olarak dikkate alınır. Bu evrak işverene 10
işgününden sonra bile ulaşsa ilk müracaat süresinde yapıldığından herhangi bir
hak kaybı olmaz.
29- İşe İade Müracaatını İşverenin Avukatına Yapabilir miyim?
Hayır. Çünkü işveren avukatının
böyle bir yetkisi olmayabilir. O yüzden en garantili yol doğrudan işverene bu
müracaatın yapılmasıdır.
30- Siz hangi şekilde işe müracaat etmemi
önerirsiniz? Mektup, telgraf, Noter vs?
Önemli olan yazılı olarak
müracaat etmek ve bu ispat etmektedir. Ancak çoğu durumda kötü niyetli
uygulamaları bertaraf etmek amacıyla, Noterden işe iade müracaatının gönderilmesini
en garantili yol olarak görüyorum. Biraz masraflı olsa da bu şekilde yapılması
faydalı olur.
31- Peki işveren beni ne zamana kadar işe
başlatabilir?
Kanuna göre işe iade
müracaatından itibaren 1 ay içerisinde işveren işçiyi işe başlatmak durumundadır.
1 aylık süre ise işçinin işe iade müracaatının işverene ulaştığı tarihten
itibaren başlar.
Örnek olarak; 1 aylık süre işe
iade müracaatının Noterden yapıldığı tarihte değil, Noter vasıtasıyla
gönderilen müracaatın işverene tebliğ edildiği tarihten başlayacaktır.
32- Başka bir işte çalışmam işe iade
müracaatında bulunmama engel midir?
Hayır değildir. Ancak eski
işveren işe iade almaya karar verirse böyle bir durumda şu anda çalıştığınız
yerden ayrılmanız sonucu doğabilir.
33- İşe iade müracaatımı yapmadım. Yine de işe
iadeye ilişkin boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatlarımı alır mıyım?
Hayır alamazsanız. Bu müracaat
zorunludur. Yapılmazsa işe iade kararında belirtilen hiçbir tazminata hak
kazanılmaz.
34- İşe iade müracaatımı süresinde yaptım. Ve
işveren beni işe almadı veya süresinde cevap vermedi. İşe iade kararında
belirtilen tazminatlarımı alır mıyım?
Evet. 1 aylık sürede işe
alınmama halinde işe iade kararında hükmedilen tazminatlara hak kazanırsınız.
35-Alacağım tazminatları biraz daha ayrıntılı
açıklar mısınız?
İşveren sizi süresinde işe
başlatmaz ise iki türlü tazminata hükmedilir demiştik. Birincisi 4 aylık ücret
tutarında boşta geçen süre ücreti ve bu sürede doğan sosyal haklar, ikincisi 4
aydan 8 aya kadar ücret tutarında işe başlatmama tazminatı.
Örnek olarak işe iade davası
neticesinde mahkeme tarafından 4 ay boşta geçen süre ücreti + 4 ay da işe
başlatmama tazminatına hükmedildiğini farzedelim.
4 aylık boşta geçen süre
ücreti, iş sözleşmesinin ilk fesih tarihini izleyen 4 aylık dönemdeki ücret ve
sosyal haklardır. İlk fesih tarihinin 11.11.2011 olduğu
farzettiğimizde,11.03.2012 tarihine kadar işçi işyerinde çalışsaydı kendisine
ne kadar ücret ve sosyal hak ödenecek idiyse bu rakamlar hesaplanarak kendisine
ödenir. Bu 4 aylık süre işçinin kıdeminden sayılır.
4 aylık işe başlatmama
tazminatı ise işçinin işe başlatılmadığı tarihteki gerçek ücreti hesaplanarak
(yani işçi orada çalışıyorsa olsaydı alabileceği ücret üzerinden) hesaplanarak
ödenir. Bu tutar gelir vergisinden muaftır ve sadece damga vergisi kesintisi
yapılır.
36- Boşta geçen süre ve işe başlatmama
tazminatı dışında talep edebileceğim başka bir tutar var mıdır? Çünkü 4 aylık
süre kıdemden sayılıyor demiştiniz?
4 aylık süre kıdemden sayıldığı
için fark kıdem tazminatı talep etme hakkınız vardır. Eğer işe başlatmama
tarihinde ücrette bir artış olmuş ise, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2008/27000
esas ve 2010/19572 Karar ve 21.06.2010 tarihli kararı uyarınca işe başlatmama
tarihindeki ücret üzerinden fark ihbar ve fark yıllık izin ücretleri de talep
edilebilir. Ayrıca 4 aylık süre kıdeme eklendiğinde ihbar müddeti veya yıllık
izin süresi artıyorsa, bu artan sürelerin de ücreti talep edilebilir.
37- Dört aylık boşta geçen süre
ücretimin sgk’ya bildirilmesi gerekiyor mu?
Evet. İşveren Uygulama Tebliğ
hükümlerinde belirtilen süreye uygun bir şekilde işverenin sgk’ya gerekli
bildirimlerin yapılması gerekmektedir.
38- İşveren işe iade müracaatımı kabul etti.
Ancak ben işe başlamadım. Yine de tazminatlarımı alır mıyım?
Bu davanın adı işe iade davası.
Dolayısıyla işe iade talebinde samimi olmak gerekmektedir. İşçi, İşverenin
davetine rağmen işe başlamazsa işe iade kararı ile öngörülen hiçbir tazminatı
alamaz.
39- Yani işverenin daveti üzerine işe
başlamazsam hiçbir şey alamam öyle mi?
Evet aynen öyle.
40- Peki işverenin daveti üzerine işe başladım
bu durumda ne olacak?
İşe başlandığı takdirde İş
Kanunu uyarınca ilk fesih tarihinde ödenen kıdem ve ihbar tazminatlarından 4
aylık boşta geçen süre ücretin mahsubu yapılır. Kıdem ve ihbar tazminatı 4
aylık boşta geçen süre ücretinden fazla ise, işveren bunların iadesini talep edebilir.
41- Yani böyle bir durumda
işverene borçlu kalabilirim öyle mi? Peki işveren bunu nasıl talep edebilir
benden?
Evet. İşveren ile anlaşıp,
aylık belli miktarla bu borcun ücretinizden mahsubunu kararlaştırabilirsiniz.
Eğer bu mümkün olmazsa ise, işveren icra veya dava yoluna müracaat ederek
alacağını talep edebilir.
42- Peki işveren beni çağırdı? Ancak bana
farklı bir görev verdi. Bu durumda işe başlatmış sayılır mı?
Dava işe iade davasıdır. Belki
de “işine iade” demek daha doğrudur.
Dolayısıyla işten
çıkarıldığınız tarihte hangi görevde çalışıyorsanız o göreve iade edilmeniz
kuraldır. Bu görev dışında daha ağır şart ve koşullar taşıyan görev teklifleri
işe başlatma sayılmaz.
42- İşten ayrıldığım tarihteki görev ve
pozisyon ortadan kaldırılmış ise ne olacak?
Eğer objektif olarak böyle bir
durum var ise; bu durumda o göreve yakın şart ve koşullarda iş verilmesi
gerekmektedir.
43- Bu süreçte şirketin adres değiştirmesi
halinde yeni yerde mi işe başlamam gerekecek?
İlk fesih tarihindeki adresten
farklı bir adrese taşınma söz konusu ise, şirket nerede ise orada göreve
başlamak gerekmektedir. Çalışanın üzerine böyle bir durumda ekstra yol parası
biniyorsa bunun ödenmesini işverenden talep edebilir.
44- Peki benim davam 1 yıldan uzun sürdü. Ve
bu süreçte de işsizim. İşverenin bana bu bir yıllık sürenin ücretini vermesi
gerekmez mi?
Hayır. Çünkü yasanın
belirlediği asgari ve azami tazminat rakamları bellidir. Yargılamanın uzaması
bunun üzerinde bir tazminat rakamına hükmedilmesi anlamına gelmez.
45- O zaman faiz nasıl hesaplanacak? Dava
tarihinden mi? Karar tarihinden mi?
Bu dava bir tespit davasıdır.
Diğer ifadeyle mahkeme feshin geçersizliğini tespit etmektedir. O nedenle faiz
ne dava, ne de karar tarihinden başlar.
Boşta geçen süre ücreti için
faiz, kararın kesinleşmesi üzerine işe müracaat edildiği tarihte başlamaktadır.
İşe başlatmama tazminatı için
ise faiz işe başlatmama tarihinde muaccel olmaktadır.
46- Boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama
tazminatı için hangi faiz oranları uygulanır.?
Boşta geçen süre ücreti için
mevduata uygulanan en yüksek faiz, işe başlatmama tazminatı için ise yasal faiz
uygulanır.
47- İşverenin işe davetine rağmen işe hiç
başlamazsam ilk fesih tarihinde aldığım kıdem ihbar tazminatını iade etmem
gerekir mi?
Hayır. Fesih geçerli bir fesih
niteliğinde olur ve iade söz konusu olmaz.
48- Bu dava sonunda işverenin çıkardığı
işçisini alması mantıklı mı? Madem beni alacak o zaman neden çıkardı?
İşe iade davası doğrudan
doğruya tazminata hak kazandıran bir dava değildir. İşverenin işe başlatmaması
halinde tazminat yükümlülüğü söz konusu olur. Zaten mahkeme de öncelikli olarak
işe iadeye karar vermektedir. Şu halde mahkeme kararını tam olarak uygulayıp
işe iade alan işveren aslında olmasını gerekeni yapmaktadır.
49- Benim buradan anladığım bu bir tazminat
davası değil ve her halükarda tazminata hak kazanmıyorum. Öyle mi?
Evet aynen öyle. Süresinde işe
müracaat, işverenin işe daveti, işçinin işe başlaması veya başlamamasına göre
senaryolar yukarıda belirttiğimiz şekilde değişebilir.
50- Davayı kaybettiğimde karşı taraf avukatlık
ücreti,harç vd masraflar ne olur.?
Dava kaybedildiğinde karşı
taraf kendisini bir avukatla temsil ettirmişse, cari tarifeye göre karşı taraf avukatına
vekalet ücreti ödemek durumunda kalırsınız. Ayrıca yaptığınız mahkeme
masrafları sizin üzerinizde kaldığı gibi, karşı tarafın da yaptığı mahkeme
masrafları size yüklenir.
51- İkale nedir? Bu halde işe iade davası
açabilir miyim?
İkale işçi ve işverenin
sözleşmenin sonlanması konusunda iradelerinin uzlaşmasıdır. Diğer ifadeyle her
iki tarafta sözleşmenin karşılıklı olarak sonlanmasını talep etmektedir. Son
Yargıtay uygulamalarına göre işçinin alacağı kıdem ihbar tazminatına ek olarak
sözleşmenin sona erdirilmesi konusunda makul yarar elde ettiği durumlarda (ek
ödemeler yapılması) ikale sözleşmesi geçerli kabul edilmekte ve işe iade davası
açılamamaktadır. Uygulamada kıdem ve ihbar tazminatına ek olarak çeşitli
miktarlarda makul yarar ödemesi yapıldığı görülmektedir.
P.S: Benim konu hakkında
görüşümde şu yönde; işten çıkarılmalar da tabi ki işçiler hak edişleri neyse ve
yasal haklar olarak kendilerine ne sunulmuşsa son kuruşuna kadar almalılar
fakat bu çok derin bir konu olduğu için yasa boşluğundan yararlanıp işe iade davalarını
da ''bir gelir kapısı'' haline getirmemek gerekiyor. Herkese mahkemesiz günler
dilerim.
Saygılarımla,
iKMania
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
2 comments: