Biz Sizi Ararız

 


Biz sizi ararız

Merhaba,


Bu konu hakkında kaleme aldığım 3. Yazı oldu bu. Neden?

Çünkü, bundan 15 sene öncesinde de Biz Sizi Ararız geyiği vardı, 7 sene öncesinde de vardı, şimdi de var bundan 10 sene sonrasında da eğer İşe Alım süreçleri tamamen Yapay Zekaya bırakılmazsa gene olacak.


Yapay zeka demişken, en azından gelecekte biz sizi ararız diyen Yapay Zekanın olumlu olsa da olumsuz olsa da arayacağına ben kefilim. Bak birde robotlar duygusuz olur derler ama bak duygulu İK insanları aramazken robotlar arıyor.

Gelelim konuya,


Genel olarak X şirketindeki Y pozisyonu için 80 milyonluk ülkede ortalama bir ilana 1500 – 2500 arasında CV gelir. İK bunu gerek ATS gerekse filtrelemeyle 50 – 100’e kadar düşürür. Kalan 50 CV arasında da mülakata 10 kişi çağrılır. 10 kişiden genelde %20’si gelmez. En son eleye eleye eleye süreç 2 veya maksimum 3 adaya düşer.

Yani her gün bir hevesle ve heyecanla iş arayan sevgili kardeşim eğer senin CV’in kariyer.net üzerinden yaptğıın başvuruda CV’in görülmüş üstüne mülakat daveti almışsan eğer bırak denizi geçmeyi okyanusu geçmişsindir. Gelelim okyanusu geçip derede boğulma kısmına.


Türkiye’de genel algı olarak ne zaman iş arayan aday bu cümleyi duysa olumsuz oldu sanıp üzülüyor. Haksızda değil mülakata gittiği 100 işyerinden 99’u bu cümleyi kurup geri dönüş yapmasa bende öyle sanırdım ama peki ya Olumlu Geri Dönüş yapan o 1 şirket?


Hah işte zurnanın zırt dediği yerde burası. Yukarıda söyledim, senin 1 mülakat sonunda genelde 4’de 1 veya %50 - %50 şansın vardır.


Hepiniz her zaman duymuşsunuzdur. Görüşme biter İK’cı bu hafta cumaya kadar 2-3 adayla daha görüşeceklerini ve muhakkak olumlu olsa da olumsuz olsa da biz sizi arayacağız der ama 2 hafta geçer arayan olmaz. Anlamışsındır ki olumsuzdur sadece olumluları ararlar.


Mülakat sizin açınızdan süperdir. İlana çok uygunum, tecrübem desen gırla, ilana yazdıkları hemen her şeyi karşılıyorum. Görüşme de iyi geçti, daha ne olması gerekiyor kesin torpilli buldular.


Yok torpilli bulmadılar. Bazen İK cidden her adayla görüşür ve senin puan skalan 10 üzerinden 8’dir senden sonra gelen adayın skalası 10 üzerinden 9’dur. Yazı-tura misali %50 şansın vardır ve bazen %50-%50’de bile istediğin taraf sana gelmez.


Yazı uzun oldu ve uzayacak biliyorum ama yeri gelmişken çıtırından birazda mülakat okuma taktiği vereyim. Ee dile kolay bazıları daha suya agu derken biz Yüksek Lisansta İK’nın tanımını yapıyorduk.


Mülakatınızda İK tarafı ne kadar detay verdi?  Klasik bize kendinizden bahseder misiniz dedikten sonra görüşme bitti mi? Yoksa servisin geçtiği güzergahın evinize yakın olmasından tuttun pozisyonun 1 adım ilerisi olarak daha detaylı bilgi verildi mi?


İstisnalar kaideyi bozmamakla beraber eğer karşı taraf sizi güçlü bir aday görüyorsa daha detay vereceklerdir. Eğer görüşmeniz daha kısa sürmüşse ve sonunda biz sizi ararızı duymuşsanız bilin ki olumsuzdur.


Son olarak umutsuz olmayın. Unutmayın,


Basketbol kariyerim boyunca 9.000'den çok şut kaçırdım. Nerdeyse 300 maç kaybettim. 26 kez maçı kazandırmak için son şut bana verildi ama kaçırdım! Yaşamımda tekrar ve tekrar başarısızlığı tattım demişti NBA’in tüm zamanların The GOAT’ı olan Jordan.


Saygılarımla,
iKMania


0 comments:

İnsan Kaynakları ve Nüfus Memurluğu

 



İnsan Kaynakları ve Nüfus Memurluğu

 

Merhaba,

 

 

Son 1 haftada kar topu gibi başlayıp ardından çığ gibi büyüyen tıpkı bir fenomen ve trend gibi bir mülakat sorusu tartışması yapılıyor.


İK, mülakatta bana annen-baban ne iş yapıyor, kardeşlerin evli mi evliyse ne iş yapıyor, kayınçon kira da mı oturuyor kendi evi mi? Görümcen ve eltilerinle aran nasıl? Enişten mangala götürdüğü Doblo’yu sattı mı satmadıysa kaça satar? Gibi nüfus memurları sorularının sorulmasını sorguluyorlar.


İddia ediyorum; CV'ye bırak fotoğraf koymayı, artık he/she bile yazılamayan ABD'de bizdeki gibi masanın işe alım tarafında oturan her Türk şu mülakatları orada yapsaydı ve bu soruları orada sorsaydı mülakat bitmeden hakkında 50 tane ırkçılıktan kamu davası açılır, görüşme bitmeden ABD polisleri tarafından ters kelepçeyle alınırdı. Bırak mülakatta anan nereli baban ne iş yapıyor sorularını sormayı :)


Yorumuma gelince de masanın iş arayan tarafında oturduğum her mülakatta istisnasız bu sorular bana da soruluyor. Ha bunda bence art niyet yok. Türklerin Akdenizlilikten gelen genelde sıcakkanlı olmasının getirdiği bir kültür etkisi.


Yoksa maksimum 45 dakikalık mülakatta adayın yetenek ve yetkinliklerini ölçecek sorular sormak yerine nüfus memuru gibi bunları sormak zaman kaybı olsa gerek. Ama genelde bu tür soruları soran karşı taraf bu işin uzmanı değildir, uzman İK, işe alımcı veya İK Müdürü soruyorsa eğer adayı rahatlatmak için veya yukarıda belirttiğim Akdenizlilikten gelen samimiyet unsuru olarak soruyordur.


Ha bana kalsa gerek var mıdır? Yoktur. Onun yerine direk S.T.A.R teknikli yetkinlik bazlı mülakat sorularını sormak daha kabul edilebilir.

 

 

Saygılarımla,
iKMania


0 comments:

Talent Acquisition Specialist ne iş yapar?



Talent Acquisition Specialist ne iş yapar?

 

Türkçe olarak Yetenek Kazanım Uzmanı ne iş yapar?


Özet geçeyim, ben adamı gözünden tanırım diyen Masterpiece uzmanlarımızdır.


İnsan kaynaklarında küresel çapı geçtim Türkiye’de bile alt kırılımlara ayrıldığı aşikar. Daha öncesinde bu blog da belirttiğim gibi sadece bundan 10 sene önce ik denirken mülakata girip maaş hesaplayan akla geliyorken günümüzde sırf eleman bulanı ayrı işe alım için mülakata gireni ayrı yemek servis ayarlayanına ayrı bordro yapabilenine ayrı bordro yapmayanına ayrı ayrı kavramlar deniliyor artık.


Mesela günümüzde her İK bordro yapmasını bilmeyebilir. Keza küçük kobi ve aile işletmelerinde İK demek hem maaş yapan hem oryantasyon ayarlayan hem SGK yapan hem eğitim veren hem de mülakata giren olarak bakılırken büyük, kurumsal ve çok uluslu firmalarda bunların hepsini ayrı ayrı İK’lar yapar.

Peki söylemesi bence HR Business Partner’dan sonra en havalı 2. Unvan olan Talent Acquisition Specialist ne iş yapar?


Şimdi tabi ki Recruitment vs. Talent Acquisition kapıştırması yapmayacağım. Bu unvan headhunter ve işe alım uzmanlarından biraz daha farklıdır. Birbirine benzer paralel ilerler ama biraz farklıdır.


Mesela işe alım uzmanları daha çok hızlı aksiyon alma ve acil pozisyon kapatma refleksine sahiptirler ama yetenek yönetimi uzmanları daha uzun planlı geleceğe odaklanır.


Mesela işe alım uzmanları linkedin’i daha aktif kullanırken yetenek yönetimi uzmanları sahaya inip üniversitelerde kariyer günleri veya rakip firmalardan adam çekme gibi aksiyonlara girebilirler
J


Saygılarımla,
iKMania



0 comments:

İnsan Kaynakları ve Maraton



İnsan Kaynakları ve Maraton

 

Merhaba,


 

En son İstanbul maratonuna katılınca bu konu tekrardan aklıma geldi. Katıldığım 4. Maratonumda kendi kişisel rekorumu kırdım ve 2 saat 30 dakikada maraton bitiresiye kadar çalışmaya devam ediyorum.


Maratona hazırlanmak zor ve disiplin gerektiren bir süreçtir. Haftanın 6 günü 1 gün full dinlenme olmak şekilde 20 hafta yani 5 ay boyunca çalışmak gerekiyor. Yani iş yaşamındaki disiplinden fazlası gerekiyor.

 

Özellikle genel spor çatısı altında Running kültüründe bu sporu yapanların %95’i hobi amaçlı yapmakta ve koşudan maddi bir beklenti en azından geçimini sağlayacak düzenli gelirli bir iş olarak yapmamaktadır.


Fatih Topçu gibi AslaDurma mahlasiyla sponsor geliri veya Türk elit atlet statüsüne çıkıp Running Coach’luk yaparak geçimini sağlayan kişiler zaten bir elin 5 parmağını geçmez.

 

Bir noktada akşam 18:00’dan sonra piste vardığınızda kurumsal takım elbiseyi çıkarıp spor ayakkabınızı giymenin ekstra terapi niteliği olmaktadır.

 

Mesela ben yazları her gün 5:30’da kalkıp mesai öncesi antrenman ve kışları da 18:00’dan sonra antrenmana gidiyorum.

 

Peki bu zor olmuyor mu?

 

Herhangi bir başka işte çalışmayıp 24 saatini koşmaya ayırabilsen daha rahat olmaz mı?

 

Bütün gününü spora ayırabilecek birisiyle kısıtlı zamanda antrenman yapan birisinin avantaj/dezavantajı olmuyor mu?

 

Benim görüşüme göre mesaili ve part time’li bu şekilde sporcu olmak daha avantajlı. En büyük artısı disiplin. Her gün kalktığın saat, ise gittiğin saat, işten çıktığın saat ve antrenmanlara ayırabileceğin saat belli.

 

Elbet bütün gününü spora ayırabilecek birisinin en büyük artısı spor saati. Özellikle kışın istediği saatte antrenmana gidebilmekte. Bana göre de en büyük eksisi de gene bu spor saatinin bolluğu. Özellikle yazın çalışsanız da çalışmasanız da 40 derece sıcakta mecburen sabahın köründe antrenman yapıyorsunuz. Ve kışında bütün gün sizin olduğu için ha şimdi ha 10 dk sonra ha 1 saate antrenmana gidiyorum deyip disiplinsizlikte yapabilmekte.

 

Son olarak kapatmadan önce, şahsen hem beyaz yaka hem de vardiyalı mavi yaka işte çalışıp 2 saat 50 dakikanın altında maraton koşan meslekli maratoncular tanıyorum.

 

Mesela LinkedIn’de olup özellikle beyaz yakalı arkadaşların kaçı aktif yarışlaara katılıyor ve kaçı maraton bitiriyor merak ettim.

 

Sizce çalışmayan birisi 8-6’li çalışana göre antrenman bakımından daha şanslı mıdır?


Sizin bu konuda görüşünüz nedir?


Saygılarımla,
iKMania


0 comments:

Soft İK Ne Demektir


 

Soft IK Ne Demektir

 

Soft ik - Hard ik - Hardcore ik.

 

Nasıl ki her sakallı dede değilken her Ik'da sadece Ik değildir.

 

Ik'nin son yıllarda yadsınamaz bir şekilde alt kirilimlara ayrıldığı aşikar.

 

Genel olarak bordro ve personel özlük uzmanı ayrı bir kavram, headhunter ayrı bir kavram, hrbp ayrı bir kavram, talent acquisition ayrı bir kavramdır.

 

Gelelim soft Ik kavramına. Nedir bu son yıllarda çıkan soft ik kavramı?

 

+ Ik'nin bordro yapmayanina ve e-bildirge de sgk ödemeyenine soft,

 

+ Brütten nete hesap makinesiyle maaş hesaplayanindan teşvik kovalayanina hard,

 

+ Sadece işe alım ve oryantasyon yapanina soft,

 

+ Işkur işgücü çizelgesi girene ve arşivdeki 1 günlük raporu bile onaylayanina hard.

 

+ Her ay elinde bordro imzalasin diye işçi peşinde koşanına hard,

 

+ Elinde kahveyle happy hours set edenine soft Ik deniliyor sanırım.

 

Örnekleri sabaha kadar çoğaltirim.

 

Hangisi iyidir hangisi elzemdir özellikle bu mesleği yapmak isteyen gençlere hangisini öneririm muhabbetine girmeyeceğim.

 

Sadece bundan 10 sene önce ik denirken mülakata girip maaş hesaplayan akla geliyorken günümüzde sırf eleman bulani ayrı işe alım için mülakata gireni ayrı yemek servis ayarlayanina ayrı bordro yapabilenine ayrı bordro yapamayanina ayrı ayrı kavramlar deniliyor artık.

 

Saygılarımla, 
iKMania 



0 comments:

Elendin Çık


Mülakatta Elenme Nedenleri

 

Elendin Çık 

 

Mülakat, her 2 taraf açısından basit görünen en zor süreçtir. Her canlı elbet bir gün mülakatta elenmenin tadına bakacaktir. Şuana kadar masanın hangi tarafında olursanız olun az sonra sayacağım mülakattan elenme nedenlerini belki ilk kez duymuş olabilirsiniz. 

 

Mülakattan elenme nedenleri;

 

- Seni sevmedim süt oğlan. Babani da sevmezdim zaten nedeniyle.

 

- Disc Kişilik Envanteri nedeniyle 

 

- Assessment center ve assessment sınavları nedeniyle.

 

- Case study ve grup mülakatı nedeniyle. 

 

- İngilizce mülakat nedeniyle. 

 

- Deneyim yetersizliği nedeniyle. 

 

- Özgüvensizlik nedeniyle. 

 

Yukarida saydıklarım anlaşılır nedenler. 

 

Peki ya size,

 

- Özellikle İstanbuldaki IK'larin adayın burcu nedeniyle elediğini,

 

- Bir adayi sırf motorcu diye ve motor kullanıyor diye elediklerini. 

 

- Bir Kadin IK müdürünün eski sevgilisi iş başvurusunda bulundu diye ve eski sevgilisini elediğini söylesem. 

 

İşini hakkıyla yapanlara lafım yok ama sırf adayın burcu nedeniyle mülakattan eleme noktasına işler geldiyse vah halimize. 

 

Gerçi ülke nüfusu 90 milyona yaklaştığı ve giderek kalite de Hindistana yaklaştığımız için seni sevmedim süt oğlan babanı da sevmezdim zaten gibi nedenlerle aday elenmesine şaşırmıyorum. 

 

Saygılarımla, 

iKMania 


 


0 comments:

Human Resources Business Partner: İK’nin En Karizmatik Unvanı


Human Resources Business Partner: İK’nin En Karizmatik Unvanı

 

Merhaba,

 

Benim söylemesi en ahenkli ve ağza dolu dolu gelen tabir budur; HR Business Partner. Söylerken ve unvanı duyunca Allaaahhhhh Allaaahhhhh nidaları atıyorsunuz.

 

Bende nedense bu tittle'ı duyunca sanki Darth Vader ile karşılaşmış gibi bir saygı oluşuyor.



Bu mesleğe yeni başlayacaklar için bilgi verelim, nasıl ki her sakallı dede değilse her İK’da sadece İK değildir.

 

Doktorluk gibi bununda alt dalları ve uzmanlıkları vardır. Belki hazır tekrar üretkenlik dönemime girdiğimden yakın zamanda tek tek bu kavramları ve neler yaptığını açıklarım.



Recruitment Specialist mesela İşe Alımcı farklı bir kavramdır,



Recruitment Consultant yani işe alım danışmanı bambaşka kavram ve işi yapar.

 

Recruitment Specialist bir şirkette sadece işe alımlara bakarken İK’nın çatısı altındaki başka biri sadece bordroları yapabilir.

 

Keza Recruitment Consultant’da genelde danışmanlık firmalarında çalışır ve klasik İşe Alım uzmanından bambaşka mesleği yapar. Halbuki ikisi de İnsan Kaynakları olarak geçer.



Headhunter’lar mesela bambaşka kavramdır.  Recruitment Specialist ile benzer ama farklı işleri yaparlar.

 

Bir şirketin belkemiği olan Bordro Bereli tarzı Bordro Klavyeli İK’lar mesela bambaşka meslek yapar.

 

Yakın zamanda bu Soft İK, Hard İK kavramına da değineceğim.

 

Gelelim HRBP’lere. Yani Human Resources Business Partner kavramına,


HR Business Partner Nedir Ne İş Yapar?

 

Çalışılan meslek kolu ve içinde bulunan sektörle alakalıdır. Örneğin bir fabrikada HRBP pek aranmazken perakendeci sektörü, marketçilik ya da Hugo Boss, Armani, Nike, Altınyıldız Classic gibi saha mesleklerinde HRBP’ler bel kemiğidir.



Yazı uzadı, özet geçeyim.



Aklınızda kalması gereken en yalın tanımla, HR Business Partnerler maaş, bordro, personel özlik, SGK işe giriş çıkış, aylık bildirge, işgücü çizelgesi, iş kazası bildirimi, resmi kurumlarla yazışma ve icra, bes, rapor onaylama gibi işlerle uğraşmaz.

 

Örneğin, sizin sahada 50 lokasyon/market/mağazanız ve 1000 çalışanınız var diyelim. İşte saha da sürekli sahaya çıkarak mağaza rotasyon, oryantasyon, performans, norm kadro işlemleri ve adayı HRBP bulur. Merkez İK’ya iletir. SGK işe girişini merkez İK yapar gibi düşünün. Mesela HRBP mağazaya alınacak adayı bulur, mülakatı yapar merkeze gönderir merkezdeki İK o adayın evrak, personel özlükleri ve SGK işlemleriyle uğraşır.

 

Saygılarımla,
iKMania


 

 

 

 



0 comments:

CV'ye Adres Yazmak


CV'ye Adres Yazmak

 

Merhaba,

 

İş başvuruları için hazırladığınız CV’de özellikle kadınlar tarafından kapı numarasına kadar detaylı adres bilgisi yazılmalı mıdır yazılmamalı mıdır?


Yazılmamalıdır.

 

Yazı bu kadardı, dağılabiliriz.

 

80 Milyon artı 10 milyonda kaçakları sayarsak yaklaşık 90 Milyonluk ülkede CV’nize adres bilgisini kapı numarasına kadar nokta atışlı yazmak büyük risktir.

 

Konu hakkında uzun uzun analiz yazmaya gerek yok ve konuyu son yaşanan adli vakalara da bağlamayacağım. Bundan 10 sene öncede riskti, şimdi de risk, yarın daha da riskli olacak.

 

Amerika'da CV'lere bırak detaylı adresi yazmayı, fotoğraflı CV'ler bile yazılmıyor özellikle SJW ve WOKE kültürü yüzünden yakın zamanda cinsiyeti belli eden ifade bile yazılamıyor. Sonrasında burada gelmiş kapı adresine kadar açık adrese gerek yok.

 

İl-İlçe-Mahalle yeter, fazlası risk iştahını arttırır.

Saygılarımla,
iKMania

 


0 comments:

Open The Work

 


Open The Work

Merhaba,

 

Son zamanlarda LinkedIn’de Open the Work tuşu üzerine bir tartışma dönüyor. Menemenin soğanlı mi soğansız mi olacağında bile mitoz bölünme gibi 2’ye ayrılabilen 80 milyonluk Türk halkı (Türkiyeli değil Türk) bu konuda da tabi ki ikiye ayrılmış.

 

Mesleği IK olan olmayan, gene atanamamiş Tedx konuşmacisi modunda Ceo’lar, 20 yıllık IK müdürleri, iş arayacak adayı gözünden tanıyan Headhunterlar, iş arayanlar, 2 aylık IK tecrübesi olup 10 yillikmiş gibi ahkam kesen IK’lar, bodro bereli tarzı Bordrocu IK’lar herkes yorumunu yapmış.

 

Meslekte, 7 yıl Yetenek Avcısı ve işe alimci toplamda da 12 seneden fazla hem soft hem hard IK yapmış biri olarak bende yorumumu yapayım.

 

Dipnot: Hazır yeri gelmişken bu Soft IK tanımına da bayılıyorum. Ik’nin bordro yapmayanina soft, yapanina hard deniliyor herhalde. Neyse bu konuya yakın zamanda ayrı bir başlıkta blog yazacağım.

 

Gelelim yazının odak noktasına: Open the Work etiketi iş aramada avantaj mi dezavantaj mi?

 

Evet bence de bu her ne kadar iş arayışı acil bile olsa karşı tarafta negatif bir etki yaratabilir. Bakin yaratır demiyorum yaratabilir. Nasil ki pokerde “poker face” tabiri varsa bu oyununda kuralı böyle.

 

Eğer ben oyunu kuralına göre oynamam kuralları ben koyarım derseniz tebrik ederim ama oyunu kuralına göre oynamak isterseniz karşı tarafa pazarlık kozunuz olması için bu etiketi kullanmamak daha hayırlısı olur.

 

Atalarımız ne demiş, iş işteyken bulunur.

 

Saygılarımla,

iKMania


0 comments:

2025 Yeni Asgari Ücret Tahmini ve THY



2025 Yeni Asgari Ücret Tahmini ve THY

Merhaba,

 

Türk Hava Yollarının İstanbul - Sao Paolo Brezilya arası İstanbul uçuşlu sabit 35 bin TL uçak bileti fiyatı vardı. Daha yeni bilet fiyatını 41 bin TL’ye çıkarmışlar. Yani ayarlanmış enflasyon oranına yakın zam gelmiş ve 6 bin TL’lik zam gelmiş.

 

Demek ki asgari ücrete beklenen enflasyon oranında zam olacak olup asgari ücret 17 bin TL’den en az 23 bin TL’ye çıkacaktır. Sonundaki 01 kuruş da müesseseden eklenecektir.

 

2025 asgari ücret fiyatı 23 bin TL hayırlı uğurlu olsun.

 

At fava bekle J

Nasıl ki dünyada küresel ekonomi alanında Amerikalılar Big Mac Endeksi kullanıyorsa, benimde artık THY Endeksim var. Eğer THY İstanbul – Sao Paolo arası uçak biletine kaç TL zam yapacaksa yeni asgari ücret o derecede artacaktır.

Saygılarımla,
iKMania



0 comments:

İş Kazasında İlk Gün Bildirimi



İş Kazasında İlk Gün Bildirimi

 Merhaba,


SGK rapor ve puantaj sisteminde; eğer işçi mesai sonrası gece 23:30’da bile hastaneye gitse ve rapor başlangıç tarihi o gün ise ki %99 hastaneye adım attığın anda rapor tarihi başlar puantaja o günü raporlu olarak girilir.



İşinde uzman olan İK’lar ise bilir ki bu durum sadece iş kazasında istisnadır. Yani örneğin işçi iş kazası geçirdi ve 10 gün rapor aldı. Normal prosedürün aksine, puantaj hazırlanırken işçinin raporunun başladığı ilk günde sigortasının tam ödenmesi gerekir yani bir başka deyişle o gün raporlu olsa bile tam çalışmış gibi sisteme girilir.



Oldu ki başınıza böyle bir durum geldi ve yukarıda söylediğim olayı yaşadınız. İş kazası sonrası SGK müfettiş denetiminde eğer iş kazası geçiren işçinin ilk rapor başlangıç tarihini tam sigortalı göstermez ise idari para ceza kesme hakkı vardır ki keser de zaten.



Bunu çoğu İK’cı bilmez, öğrenmenin de yaşı yoktur.


Saygılarımla,
iKMania



0 comments:

Sinema ve İnsan Kaynakları



                                                          Sinema ve İnsan Kaynakları

Önceden Sinemia kartı dönemlerinde ayda 3'den fazla film izlemek için sinemaya giderdim. Benim gibi totalde 2600'den fazla film izlemiş birisi şuan en son hangi filme gittim hatırlamıyorum bile. 




Tahminen 5 seneden fazla olmuştur ki corona muhabbeti çıkalı zaten 4 seneyi geçti. 


Evde 65 inç tv, mor perdeler ve puff yastıkla kendi sinema odami kurdum. Açıkçası vizyon tarihine bakılınca da sinema için heveslendiren film göremiyorum. 


Bir tek 2024 eylül'de vizyona girecek Beter Böcek 2 için belki sinemaya giderim. 


Peki bunun IK ile ne alakası var.


Hepiniz Nokia'nin batiş hikayesini biliyordur. Günümüzde sadece benim için değil millet içinde filmi sinemada izleme devrinin bittiği yerde birgün Nokia, Sinema gibi Apple'da bitebilir. 


Ezcümle değişen koşullarda kendi şirketiniz için Stratejik ve Sürdürülebilir IK Planlamasi yapmazsaniz üzülürüm. 


Saygılarımla 

iKMania 




0 comments:

Beyaz yaka: Vasat Komedyenlerin Ekmek Kapısı



Beyaz yaka: Vasat Komedyenlerin Ekmek Kapısı


Gerek sosyal medya da gerekse yeni yerden bitme stand-up'çi dediğimiz kişilerin elinde bu beyaz yaka kavramı mizah unsuru olarak kullanılmaya devam ediyor. 

 

En son beylerbeyi göbek ve fasıl mizahı bitti şimdi en son vizesiz Rodos adasi mizahı başladı. 

 

Ben size kolaylık yapıp full diamond elit premium paket halinde, komediye yeni başlayan vasat stand-upcilar için aşağıya beyaz yaka mizahıni bırakıyorum. 

 

Ofis dedikodusu, plaza dili edebiyatı, beylerbeyi göbek rakı, Yunan adasi tatil enstantaneleri, sabah filtre kahve içmeden uyanamıyorum tripleri, sodekso, ticket, öğlen ne yesek gibi esprilerinizi toptan yapın ve bitsin. Ve gerçeğe dönelim. 

 

Bu ülkede beyaz yaka olmasa, maaşindan brütten vergisi peşin kesilen memur dahil ülkede vergi veren kesim yok.

 

Beyaz yakalinin öğlen ticketiyla yemek için gittigi kebapçıdan daha az kazanıp daha fazla vergi verdiği yerde siz o esnaftan da tam vergi almaya başladığınız anda tekrar mizah yaparız. 

 

Diğer türlü sektöre her yeni giren atanamamış Cem Yılmaz'dan öteye gidemiyorsunuz.

 

Saygılarımla,

iKMania 


0 comments: