Nasıl İstifa Edilir-3 ‘’İbraname Ve Diğer Konular’’


1-) Şirketim İstifamı Kabul Etmiyor, Ne Yapacağım? 

Hukuken böyle bir durum kabul edilemez. Siz dilekçenizi İnsan Kaynakları Departmanlığına sunduğunuz andan itibaren olay bitmiştir. Yasal ihbar sürenizi doldurup istediğiniz zaman işten ayrılabilirsiniz. Hiçbir şirket ayrılmayı kafaya koyan işçiyle verimli olacağını düşünmeyeceği için seve seve istifanızı kabul ederler. Eğer ki şirkete yıllarınızı vermiş bir çalışansanız eğer belki kararınız değişir diye ve 2. kez düşünmeniz için işi naza çekebilirler ama dediğim gibi siz kesin kararlıysanız patronunuz istifayı kabul etmiyor durumu söz konusu olamaz. Eğer garantili olsun diyorsanız noter üzerinden gönderin istifanızı.

2-) Deneme Süresi İçinde Nasıl İstifa Edebilirim?

İş kanununa göre 2 aylık olan deneme süreci dolmadan ihbar süresine uymadan istifa edebilirsiniz. İşe girdiğiniz 2. günde bırakıp gitme ihtimaliniz vardır. O durumlarda ihbar tazminatı öder miyim diye düşünmenize gerek yok ama burada da etik kural devreye giriyor. Yapamayacağınızı anladığınız anda en azından karşı tarafa gelmeyeceğinizi sözlü bildirebilirsiniz. 2 aylık deneme süreci içinde 1. ay sonunda da istifa etseniz ya da 1. haftada da istifa etseniz kaç günlük hak edişiniz varsa patronun bu ücreti size vermesi gerekir.

3-)  İşten Kendim Ayrıldım, Tazminat Alacak mıyım?

Ayrıldığınız şirketinizde isterseniz 40 yıllık çalışan olun isterseniz 1 yıllık kıdeminiz olsun siz istifa ettiğiniz anda ne ihbar ne de kıdem tazminatı kazanırsınız. Sadece son maaşınız ve izinlerinizi ücret şeklinde alabilirsiniz. İş hukukunda ilerleyen sorularda değineceğim üzere irade de sakatlık durumu ya da evlilik, askerlik gibi özel durumlar dışında maaş dışında herhangi bir tazminat alamazsınız.

4-) 15 Yıl, 3.600 Gün Çalıştım ve Prim Ödedim, İstifa Edip Kıdem Tazminatımı Alabilir miyim?

İlk sigortalı olduğunuz tarihten itibaren 3.600 günlük priminizi ödediyseniz, bu süreyi farklı şirketlerde de tamamlasanız, kıdem tazminatınızı alarak işten ayrılabiliyorsunuz. Toplam sigortalılık süresinin 15 yılı bulması yeterli. Ancak buradaki istisna şudur, 15 yılda 2 şirkette çalıştınız ve son şirketinizde 5 yıldır çalışıyorsanız, sadece 5 yıllık kıdem tazminatı alabilirsiniz. Bir önceki şirketinizden geriye dönük hak talep edemezsiniz.

5-) Kadınım ve Evlilik Sebebiyle İstifa Edeceğim Tazminat Alabilir miyim?

İş kanunu, yeni evlenmiş kadınların evlilik tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde çalıştığı sürenin kıdem tazminatını alarak işten ayrılmasına izin veriyor. Evlilik nedeniyle istifa ettiğinizi ve tazminatınızın ödenmesini talep eden bir dilekçeyle şirketinize başvurmanız yeterli. Ancak bu tür istifalarda sadece kıdem tazminatı alıyorsunuz, ihbar tazminatı geçerli olmuyor.

6-) Erkeğim ve Askere Gideceğim İstifa Ederek Tazminatımı Alabilir miyim?

Evet, askerlik nedeniyle istifa ettiğinizde şirketinizde o ana kadar biriken tüm kıdem tazminatınızı alabilirsiniz, ancak ihbar tazminatınız kalır, askerlik ve evlilik istifalarında ihbar tazminatı alınmıyor.

7-) Peki Başka Hangi Şartlarda Hem İstifa Edip Hem Tazminat Alabilirim?

İrade de sakatlık söz konusu olan hallerde, yani bu ne demek eğer patronunuz size mobbing uygulayıp ya da tehdit, zorlama gibi nedenlerle istifanızı istiyorsa hiç endişelenmeyin. Siz o istifanızı yazıp verin ve sonrasında iş mahkemesine dava açın. Tehdit, mobbing veya zor kullanma gibi unsurlar olarak eğer istifa ettiyseniz böyle bir durumda sonradan dava açma hakkınız bulunuyor ama bu tür davalarda ispat yükü işçiye ait olduğu için bu zorlayıcı nedenleri ispat edecek materyaller edinmeye çalışın. Örneğin mobbing anında size gelen mailleri saklayın ve çıktısını alın ya da tehdit gibi unsurlarda kamera ya da ses kaydı kullanın.

8-) Daha Maaşımı Almadan İbraname İmzalamalı Mıyım?

İşçilerin istifa anında en korktuğu konuların başında da bu ibraname olayı gelmekte. Bu konuda da içiniz ferah olsun. İstifa anında ya da işinizdeki son gününüzde sizden imzalamanız gereken ibranameyi korkusuzca imzalayabilirsiniz. Genel olarak ibraname İş Kanunu’nda değil Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş bir sözleşme biçimidir. Şirketlerin size imzalattığı İbranamelerin bir çoğunun hukuksal olarak geçerliliği yoktur. Bu da şu manaya geliyor. Her ne kadar siz ‘’tüm alacaklarımı aldım, kendi isteğimle ayrıldım, alacağım kalmamıştır’’ yazıp kendi el yazınız ve ıslak imzanızla bunu imzalasanız bile hukuken bir İbranamenin geçerli olması için 2 şart vardır;

1-) İbranamelerin iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten en az bir ay sonra imzalanması gerekiyor. 2-) Bir ibranamenin geçerli olabilmesi için içinde muhakkak hak ettiğiniz maaşınız, varsa ihbar ya da kıdem tazminatında ne kadar alacağınız varsa bu ibranamede kuruşu kuruşuna belirtilmek durumundadır.

Aksi taktirde ibraname geçerli olmayacaktır. Hukuken geçerli bir ibranameyi imzalamış bir işçi de, ibranamedeki miktar konusunda bir farklılık olduğu iddiasıyla mahkemeye başvurabilir. Örneğin kendisine 6 yıllık çalışması karşılığı kıdem tazminatı olarak 6 bin 798 TL ödenmiş bir işçi, kıdem tazminatının 8 bin TL olması gerektiğini düşünüyorsa aradaki farka ilişkin dava açabilir. 

İbranamenin geçerli olabilmesi için bir diğer şart ise ibraya konu alacağa ilişkin ödemenin banka aracılığıyla yapılmasıdır. İşçiye elden para verilmesi halinde işveren sıkıntıya düşebilecektir. İbranameye konu alacakların ödendiğinin ispatı için de bankadan ödeme yapılması bir zorunluluktur. Diğer yandan eğer işçi de elden para alırsa işverenle uzlaşamayabilir. İşçiler bahsettiğim özellikleri taşımayan ibranamelere imza attıklarında bu ibraname geçersiz olduğu için işverene dava açabilirler. Örneğin; bütün alacaklarımı aldım şeklinde hukuken geçersiz bir ibranameye imza atmış bir işçi işverene hak ettiği kıdem tazminatının ödenmediği yönünde dava açabilir. Böyle bir durumda ispat yükü işverendedir.      

Evet genel olarak istifa ile ilgili aklıma gelen süreçler bunlar. Zamanla hatırladığım detaylar olursa burada güncellerim. İstifa sürecinin dışında kıdem tazminatı, işe iade davası, işverenin haklı nedenlerle feshi gibi diğer konuları da ilerleyen zamanlarda değinirim.

Saygılarımla,
iKMania




0 comments:

Nasıl İstifa Edilir-2 ‘’İhbar Süresi ve İhbar Tazminatı Nedir?’’


Merhaba. İstifa dilekçesinden sonra bilmeniz gereken en önemli konu canınız istediği anda ben yarın gelmiyorum deme şansınızın olmadığıdır. İşçi ve işveren arasında imzalanan bir sözleşme olduğu için ayrılacak taraflar bu kararlarını karşı tarafa belli bir süre önce aktarmakla yükümlüdürler. Bu da şu manaya geliyor, eğer siz istifa ediyorsanız minimum 2 hafta öncesinden, eğer işveren sizi işten çıkaracaksa da gene minimum 2 hafta önceden bunu size tebliğ etmek durumundadır.
1-) İhbar Süresi Nedir?

İhbar Süresi, işten ayrılmaya karar verdiğinizde işvereninize bu kararınızı ne kadar süre içerisinde bildirmeniz gerektiğini belirleyen ve 4857 sayılı İş Kanununun 17. Maddesine yer alan bir terimdir.
2-) İhbar Sürem Ne Kadardır?

0 – 6 Aylık Çalışan İçin: 2 Hafta
6 Ay – 1,5 Yıllık Çalışan İçin: 4 Hafta
1,5 Yıl – 3 Yıllık Çalışan İçin: 6 Hafta
3 Yıl ve Üzeri Çalışan İçin: 8 Hafta

Öncesinden istifa kararınızı karşı tarafa vermek durumundasınız. 

3-) Peki ya Bu İhbar Süreme Uymazsam?

Elbette bu sürelere uymak durumunda değilsiniz ancak unutulmaması gereken bu sürelere uymayıp iş akdinizi feshettiğinizde işverenin tutumuna göre tazminat ödemek durumunda kalabilirsiniz. Yani eğer patronunuz iyi niyetli değilse hem istifa ederek işten ayrılıp üzerine para vermek durumunuz olabilir. Unutmayın, ihbar süresi karşılıklı uyulması gereken bir kanundur, şirket de sizi işten çıkarmak istediğinde yukarıdaki süreler kadar önceden bildirmek zorundadır. Sonuçta işe girerken imzaladığınız iş sözleşmesi bir bez parçası değildir ve burası muz cumhuriyeti olmadığı için eğer ki patronunuz ihbar süresine uymayıp sizi işten çıkarırsa sizde ihbar tazminatını almak için gerekli hukuksal yollara başvurabilirsiniz.

4-) Peki İhbar Tazminatı Nedir?

İhbar tazminatı, işçinin iş kanunundan doğan hakkıdır. Çeşitli sebeplerle işten çıkartılan işçiye çalışma süreleri göz önünde bulundurularak verilen tazminattır. İşveren ve işçi, iş akdin feshinde bildirim sürelerine uymak zorundadır. Kendi isteğiyle işten ayrılan işçi ihbar tazminatına hak kazanamaz. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre işçi veya işveren, iş sözleşmesini yukarıda belirten bildirim sürelerine uymadan sona erdirirse bildirim süresine ait ücret tutarını ihbar tazminatı olarak öderler. İhbar tazminatı, işçinin hizmet süresine bakılarak hesaplanır. Herhangi bir iş sözleşmesinin feshi sonucunda ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğinde, brüt ücret esas alınmaktadır. Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.

5-) İhbar Tazminatından Hangi Kesintiler Yapılır?

İhbar tazminatından sadece gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılır. Bunun dışında her hangi bir yasal kesinti yapılmaz. Brüt ücret üzerinden hesaplanır.

6-) İhbar Tazminatı Nasıl hesaplanır?

İhbar tazminatı belirlenirken, işçiye ödenen temel ücretin yanında, kendisine düzenli olarak sağlanan tüm ek ödeme ve menfaatlerin tutarları dikkate alınacaktır. Bu anlamda, işçiye yapılan yemek yardımları, yol yardımları, düzenli olarak verilmesi şartıyla ikramiyeler ve buna benzer tüm düzenli ödemeler, ihbar tazminatı hesabında belirleyici olmaktadır. Fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti gibi ücretler, ihbar tazminatının hesaplanmasında dikkate alınmaz. 

Bildirim şartına uymayan taraf bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İş Kanunumuzda ihbar süreleri haftalıktır. (İhbar tazminatı hesabında haftalar toplanıp ay hesabı yapılmaz. Bir hafta 7 gün olarak kabul edilir)
İHBAR TAZMİNATI HESAPLAMA GENEL FORMÜL

30 Günlük Brüt Ücret / 30 Gün=     Günlük Ücret
Çıkan Günlük Ücret * 7 Gün=           Haftalık Ücret
Kaç Haftalık İhbarı Varsa * Çıkan Haftalık Ücret=     Brüt Ücret
Gelir Vergisi: Brüt Ücret * 0,15 (%15)=
Damga Vergisi: Brüt Ücret * 0,00759=
Brüt Ücret – (Gelir Vergisi + Damga Vergisi) = NET İHBAR TAZMİNATI
—————————————————————————————————-
ÖRNEK: Son 30 günlük brüt ücreti 2000 TL olan 2 yıllık bir personelin ihbar tazminatını hesaplarsak;

 2 Yıl çalıştığı için 6 haftalık ihbar tazminatı vermemiz gerekmektedir.
 2000 / 30 gün = 66,67 TL Günlük ücret
66,67 TL x 7 gün = 467,67 TL Haftalık Ücret
6 haftalık İhbar x 467,67 TL = 2.800,00 TL Brüt İhbar Tazminatı
Gelir Vergisi : 2.800,00 TL x 0,15 (%15) = 420 TL Gelir Vergisi
Damga Vergisi: 2.800,00 TL x 0,00759 = 35,41 TL Damga Vergisi
2.800,00 - (420 + 35,41) = 2,358,75 TL NET İHBAR TAZMİNATI

7-) İçeride İznim Var, İhbar Süremden Düşebilir miyim?

Bu şirkete bağlı, yıllık izinlerinizden biriken günleri ihbar sürenizden düşmek zorunda değiller. Ancak konuşur ve ikna ederseniz çok sorun çıkaracaklarını sanmıyoruz. İzninizi ihbar sürenizden düşmeseler bile TL karşılığını size yatıracaklar.

8-) İstifa Anında İhbar Tazminatı Yanında Diğer Yasal Haklarım Nelerdir? 

Yukarıda belirtilen ihbar tazminatı işverenin ihbar süresine uymadığında size ödeyeceği miktardır. Eğer sizde ihbar süresine uymadığınızda yukarıdaki hesapta çıkan ücreti işverene ödeyebilirsiniz. Burada şunun farkında olmak gerekiyor. İstifa ettiğinizde ve ihbar süresine uyduğunuzda sadece hak ettiğiniz maaşınız ve eğer içeride kalan yıllık izinleriniz varsa bunları alabilirsiniz. İstifada maaş ve yıllık izin ücreti dışında kıdem tazminatına hak kazanamazsınız!

9-) İş Arama Süresi Diye Bir Şeyden Bahsediyorlar, Nedir?  

İş arama süresi iş kanununun size verdiği, günlük 2 saat olarak kullanabileceğiniz bir izindir. Her gün işten 2 saat erken çıkarak veya 2 saat geç giderek, ya da gün ortasında bu 2 saatinizi kullanabilirsiniz. Yasada bunları toplu bir şekilde kullanmanızı sağlayacak herhangi bir madde olmamakla birlikte, şirketinizle anlaştığınız da bu süreyi toptanda kullanabilirsiniz. 

10-) İhbar Süresini Beklemeden Tek Taraflı Fesih Yapılırsa Nolur? 

Eğer ki fesih süresine uymayıp sözleşmeyi tek taraflı fesih etmeniz halinde ortaya şöyle bir durum çıkmaktadır. İşçi hem istifa edip hem de ihbara uymazsa, işveren işçinin maaşından ihbar tazminatını kendisi hesaplayıp kesemez. Eğer ihbar tazminatını işçinin son maaşından kesmek isterse işçinin yazılı onayını alması gerekir. Çünkü anlaşmazlık durumunda konu mahkemeye taşınacağı için işveren yazılı onay olmadan ve kendi kendine maaşından kesinti yaparsa işçi açtığı davayı %99 kazanacağı için işverenden bu ücreti misliyle geri alacaktır. 

Şunu tekrar hatırlatmak istiyorum, günlük işleyişte ihbar süresine uymayıp istifa anında genellikle işverenler mahkemeyle uğraşmayıp herhangi bir dava açmaktan kaçınıyorlar ama hiç belli olmaz. Siz istifa anında ihbar sürenize uymaya özen gösterin. Keza eğer işverende sizi ‘’sen artık yarın gelmiyorsun’’ diyerek çıkaramayacağı için böyle bir durumda hakkınızı arayın. Burası muz cumhuriyeti değil ne de olsa.

11-) İhbar Tazminatı Hemen mi Ödenmelidir?

Yürürlükteki iş kanununa göre, eğer işveren sizi ihbar süresine uymayıp işten çıkarırsa ihbar tazminatınızı hemen aynı gün içinde nakit ödemelidir. Eğer taraflar anlaşırsa son maaşınızla beraber bankaya yatırabilir. 

Saygılarımla,
iKMania

8 comments:

Nasıl İstifa Edilir-1 ‘’İstifa Dilekçesi’’

İşte o an geldi. Günlerce belkide haftalarca düşünüp aldığınız kararı artık uygulama vakti kapınızı çaldı. Peki hukuksal çerçeve içinde nasıl istifa edebilirim ve yasal haklarım nelerdir? İhbar tazminatı, kıdem tazminatı nelerdir?




Yukarıdaki şekildeki gibi de istifa edebilirisiniz ama gelin biz etik, ahlak ve hukuk çerçevesinde adım adım istifa süreçlerini inceleyelim. 

İstifadan önce kendi kendinize sormanız gereken 9 soru adımını attığınızı varsayalım. Peki nedir bu adımlar?

1-) Sizi istifaya götüren gerçek neden nedir? Karakteriniz mi yoksa iş yeri mi?
2-) Elinizden gelen her şeyi yaptınız mı?
3-) İstifadan sonraki aksiyon planınız ve kariyer haritanızı hazırladınız mı? 
4-) Yeni bir iş bulana kadar mevcut işinizde dayanma toleransınız var mı? 
5-) Ekonomik durumunuz kaç ay işsiz kalmanıza müsaade eder? 
6-) Psikolojik durumunuz kaç ay işsiz kalmanıza müsaade eder? 
7-) O işte kalmaya devam ettiğiniz sürece kaybedeceğiniz fırsat maliyetlerinin farkında mısınız?   
8-) Bu kararınızı ailenize ve arkadaşlarınıza danıştınız mı? 
9-) Son kararınız mı? 

 Bu adımları da atıp son kararınızı verdiğinizi varsayalım. İlk adım; çalıştığınız firma kurumsal olsun olmasın bu işlerin başlangıcı bir istifa dilekçesiyle işi resmiyete kavuşturmanız gerekmektedir. Kendi iradenizle istifa etmeye karar verdiğiniz anda sizden herhangi bir baskı altında kalmadan kendi rızanızla ayrıldığınıza dair el yazınız ve imzanızla bir dilekçe isteyeceklerdir. Peki istifa dilekçesi nasıl yazılır?  

İstifa süreçlerinde belki de en kolay adım istifa dilekçesini yazma prosedürüdür. Bu noktada kendinizi çok kasmaya gerek yok. Standart bir dilekçede olması gerekenler; ‘’mevcut pozisyonunuz, işe başlama tarihiniz, günün tarihi, adınız soyadınız, ıslak imzanız, işten ayrılma nedeniniz ve ayrılacağınız tarih’’ gerekmektedir.

Peki dilekçeye neler yazmalıyım? Aslında buradaki kritik nokta, her ne kadar işinizden sorunlu ve kavgalı da ayrılsanız sonuçta dilekçe resmi bir belgedir ve mektup değildir. Yani uzun uzun kavga nedenleriniz, yöneticinize laf sokmalar, beddua türü yazılarla içinizi dökme yeri değildir. Eğer çok hararetliyseniz ayrılma nedeninize ‘’kurum kültürünüzün şahsi görüşlerimle örtüşmediği için’’ ya da ‘’etik dışı iş ahlakının olduğu çalışma ortamında kendi işime odaklanamadığım için’’ gibi gibi çoğaltılabilecek örnekler yazmanız kafidir. İşin iyi tarafı herhangi bir neden belirtmeyip sadece özel nedenlerle ayrılmak istiyorum yazmanız da kafi gelmektedir. Oturmuş sistemli her şirketin kendine özgü kurum kültüründe bir istifa dilekçe kalıbı vardır. Belki sadece onu doldurmanızı isteyebilirler.

Burada sizlere özel bir not aktarmak istiyorum. Her zaman dediğim gibi kurumlar ve şirketler gelip geçicidir ama insan ilişkileri baki kalır. O dönemde kavga ettiğiniz kişiyle yarın başka bir şirkette başka bir pozisyonda karşılaşmayacağınız ne malum. Bu yüzden aklınızda bulunsun siz siz olun özellikle iş hayatında çıktığınız kapıları sert kapatmayın. Belki bir gün geri dönme ihtimaliniz vardır.

Saygılarımla,
iKMania 


0 comments:

Kariyer.Net Taktikleri


Kariyer.net’te bir ilana ortalama 2500 başvuru geliyor. Ortalama belirttiğim bu rakam 3000’leri buluyor büyük şehir ilanlarında. Bu binlerce kişi arasında kaybolmamak için gerekli birkaç tüyoyu sizinle paylaşayım istiyorum. 

- Öncelikle profil fotosu. En iyi fotoğraf iİK'cının dikkatini çekmeyen foto demişler. Bu yüzden prof. görüntüye sahip bir resim seçmelisiniz. İllaki Amerikan vizesine başvurur gibi bir şey istemiyoruz ama en azından facebook profil fotosundan alınma olmasın. En ilginç yapmamanız gerekenleri sayacak olursam; selfie’li foto koymayın hele ki sevgilinizle çektiğiniz selfie’yi iş başvurusunda hiç kullanmayın elenirsiniz. Güneş gözlüklü yan profilden çekilmiş foto koymayın. Ördek dudak yaparak facebook profil resminizi kariyer.net’te kullanmayın. En ilginci de boş “mermer” resmini profil fotoğrafınız yapmayın evet en ilginci buydu.

Dediğim gibi binlerce başvuru arasından İK’cılar önce hızlı bir ön eleme yapmakta ve siz, diğer rakip 999 aday arasından daha ilk basamakta elenmemek için çok kasmayan ama salaşta olmayan bir resim kullanın.

Bir dipnot: Hiç resim koymasam olmaz mı? ABD’de başvuruya resim koymanın sonu ırkçılığa kadar gittiği için resim koymak yasaktır. Biz tabi Amerikan sınırları dışında Türkiye İK’larını değerlendirirsek bizde de resim koymamak bir handikaptır. Kariyer.net başvurunuzda resim koymamanız özensiz hazırlanmış bir CV ve 2 dk.yı almayacak sürede bir resim koymaktan acizlik işten kaçış şeklinde değerlendirilebilir. O yüzden güzel vesikalık tarzda bir resim koyun siz.

- Ön yazı: ön yazı nedir, nasıl yazılır ve hangi amaca hizmet eder şeklinde çok daha detaylı bir yazı yazacağım ama burada özet geçeyim. CV’niz bir futbol takımıysa ön yazınız o takımın forvetidir. Yani binlerce başvuru arasında ben ön yazıları eksiksiz muhakkak okuyorum. CV'nizin özeti olan bir ön yazı ve klasik “yaparım, ederim” tarzından ziyade “şu nedenle yaparım, bu nedenle ederim” gibi daha somut delillerle ön yazı formatı hazırlayın. Özellikle satışçı arkadaşlar için rakamsal değerler içeren işlerle bir ön yazı yazın. Burada detaylı ''ön yazı nasıl yazılır'' yazısına ulaşabilirsiniz.

Bir dipnot: Ön yazınızla ilgili google’da ilk bulduğunuz basma kalıp ön yazıyı kopyala yapıştır tarzda yazmayın. Şirkete özel bir girişle dediğim kriterleri anlatan yazı kafidir. Basma kalıp ön yazıyı kullanmanız her adayda görüldüğünde belli bir süreden sonra sanki Kızılay'ın dağıttığı ön yazı gibi oluyor ve ön yazının esas amacını baltalıyor. Son olarak ön yazınıza ‘’beni tanısanız çok seversiniz :)’’ yazmayın tanıyasımız gelmiyor valla. Ön yazı adamı vezir de eder rezil de eder.

- CV güncelleme tarihi: Cv’inizi ne kadar güncellerseniz o kadar öne çıkarsınız diye bir şehir efsanesi duydum bir arkadaştan. O arkadaşım saat başı CV’sine bir nokta koyup bir nokta siliyordu ve böylece özgeçmişini saat başı güncelliyordu. Öyle bir şey yok. Gelen başvurular başvuru tarihine göre sıralandığında en son başvurular en üstte çıkmakta haliyle. Yani böyle bir durumda günde dakika başı f5’e basmakla olmaz bu işler. Eğer başvuru tarihi ve CV güncelleme tarihi yakınsa bu adayın aktif iş arayışı olduğunu bildirdiği için ön sıralardan çağırılabilirsiniz. CV’yi güncellemenin tek mesajı budur. Başvuru tarihinize yakın özgeçmiş tarihi güncellenirse aday aktif iş arayışında demektir. CV’sini en son 2013’te güncelleyen adayın iş arayışı yok demektir ve İK’cılarda öncelikle güncel özgeçmişi yapan adayları çağırmaya başlar.

Son notlar; neden kimse özgeçmişime bakmıyor derseniz kara listeye alınmış olma ihtimaliniz olabilir. Yani mülakata geleceğim deyip habersiz gelmezseniz veya mülakatta çok agresif bir tutum sergilerseniz kara listeye alınabilirsiniz ve o şirkete yaptığınız başvurular gözükmez hale gelir. Burada detaylı ''kariyer.net ve kara liste'' yazısına ulaşabilirsiniz.

Çoğu İK'cı bir şirketin açtığı tüm departman başvurularına başvurmayın derler haklılar. Mesela x şirketi hem özel güvenlikçi ilanı hem temizlikçi ilanına hem İK müdürü ilanına hem muhasebeci ilanına hem de şoförlük ilanına başvurursanız bu ne iş olsa yaparım abi havası yaratır ve İK'cılar bunu sevmez. Sen her işi yapma sadece uzman olduğun işi en iyi yap yeter. Bir parantez açayım x şirketinin ön muhasebe ve genel muhasebe pozisyonuna başvuru ya da hem İK asistanlığı hem de bordro uzmanlığına başvurusu sırıtmaz ama mesela aynı şirketin hem müdürlük hem de güvenlikçi ilanına başvurunuz soru işareti yaratır akıllarda.

Başvuru görüntülendi, özgeçmiş görüntülendi ne demektir? Kariyer.net arkadaş bulma sitelerinin kullandığı filtreleme tarzını kullanır. Yani mesela siz bir sevgili ararken şurada yaşasın, yaşı şu olsun, en az lisans mezunu olsun hatta sigara içsin/içmesine kadar filtreleme yapabilirsiniz. İşte bu “başvurunuz görüntülendi” , başvurunuz şu kadar listelendi de bu mantıkta çalışmaktadır. İK'cı oraya sigara içmesin diye kriterle arama yaparsa ve siz sigara içiyorumu işaretlerseniz başvurunuz görüntülenmez. Mesela başvurunuz 6-7 kritere uyduğu anda geriye kalan bir avuç başvuru arasında gözükür ve toplam 1-2 sayfa kalan bu son başvurular arasında özgeçmişiniz daha rahat incelenebilir. Yani 3000'leri gören başvuru sayısı toplamda 65 sayfayı geçmektedir ama arka arkaya yapılan bu filtreleme sonrasında başvurunuz “şu kadar listelendi” yazısını görüyorsanız yavaş yavaş sevinmeye başlayabilirsiniz. Şunu da hatırlatayım her görüntülenen özgeçmiş de maalesef görüşmeye çağrılmaz.

Kariyer.netle ilgili aktaracağım bilgiler şimdilik bu kadar. Tüm yazı ve seri boyunca size 2 temel fark ve 3 dinamikten bahsedeceğim. Mavi yaka-beyaz yaka alımları. Mavi yaka’da da turnover oranının yüksek olduğu ‘’çağrı merkezi’’, ‘’turizm’’ sektörü ve ‘’satış departmanı’’ gibi bölümlerde size söylediğim ve söyleyeceğim taktikler pek işe yaramaz çünkü işe alınma ihtimaliniz daha yüksek ve esnektir. Beyaz yaka tarzı ve executive veya daha sofistike ilanlarda bu taktikleri kullanmak elzemdir.



Saygılarımla,
iKMania

0 comments:

Mülakat Taktikleri



Mülakatların arka kapısı: Mülakata hazırlık süreci

Ve işte o gün geldi. Hergün sayfayı yenilemekten f5 tuşunu erittiğiniz, acaba ararlar mı diye telefonunun yolunu gözlediğiniz o sıkıntılı süreler bitti ve sonunda mülakat daveti aldınız. Mülakata giderken ne giyilir hezeyanını da atlatıp o büyük günün gelmesini bekliyorsunuz. Peki mülakata ön hazırlık nasıl olmalı? İşte bu yazımızda mülakata mantalite olarak nasıl hazırlanabilirsiniz onu belirtelim.


Düşünsel taslak nasıl oluşturulur?

*Geçmiş deneyimleriniz üzerinde odaklanın, özellikle son işinizdeki görev tanımını çalışın.

*Ödev, proje ve stajlarınız, üstlendiğiniz görev ne idi / nasıl gelişti?

*Zamana, baskıya ve beklenmedik durumlara karşı hangi yöntemleri kullandınız?

*Yapmış olduğunuz çalışmaları gözden geçirirken hazırlanma aşamasında karşılaştığınız zorlukları nasıl başarıyla tamamladığınızı düşünün.

*Herkes en güçlü özelliklerini bilir ama en zayıf 3 yönünüz sorusuna iyi çalışın. Ben Superman’im kendimde geliştirmeye değer bulduğum zayıf yönüm bulunmuyor sorusu sizi mülakatta elemeye yeterli bir sebep olabilir.


Durum eylem sonuç üzerine odaklanma

Mülakatta yanıtlarınızı somut durum, eylem, sonuç planında vermeye hazırlanın.


Benim en yararlı bulduğum (ve uyguladığım) ve klasik mülakatların aksine son derece gerçekçi sonuçlar verdiğime inandığım ‘’davranışsal değerlendirme’’ veya ‘’yetkinlik bazlı mülakat’’ tekniklerinin en doğru cevapları bu şablon üzerine oturtun.


Durum: Yaşamış olduğunuz bir durumu veya başarmanız gereken bir görevi anlatın. Olay hakkında uygun ve yeterli bilgi verin.

Eylem: bu durumda eylem planınızı anlatın.

Neyi, neden yaptınız?


Sonuç: Ne sonuç elde ettiniz ? belirtin,

Neler başardınız ? açıklayın,


Neler öğrendiniz ? irdeleyin.


Örneğin; “çok büyük bir alımdan sorumlusunuz, aniden müşteri ya da fabrika alımdan vazgeçiyor - ne yaparsınız?’’ gibi.


Mülakat provaları nasıl olur?

*Bir aile ferdi, arkadaşınız veya ayna önünde tek başınıza prova yapın, kendi sesinizi dinleyin.

*Mülakatta gelebilecek en zor soruyu düşünün: bu soruya verebileceğiniz yanıtlar üzerinde, mimiklerinizi de izleyerek alıştırma yapın.

*Kendinize sorular sorup yanıtlar vererek, tiyatro oyunu düzenini zihninizde yaratın! iç diyaloglarınızı duyun.

Deneyebileceğiniz teknikler


1.İmgeleme tekniği

Zihninizde olayların nasıl gelişmesi gerektiğine dair bir imge oluşturun ve buna inanın. unutmayın, gerçekleşmesini çok istediğiniz düşler çaba + biraz şansla gerçeklere dönüşebilir. Size enerji ve pozitif düşünceyle arka çıkacak bir yakınınız olsun. Bu yapıcı ve destekleyici kişinin siz mülakata girmeden önce konuştuğunuz son kişi olmasını sağlayın.


2.Canlandırma tekniği

Mülakatı gözünüzün önünde canlandırarak bir deneyim yaşayabilirsiniz. belli durumlarda nasıl tepki göstereceğinizin düşünsel provasını yapın. Beden dilinizi gözünüzün önüne getirin. Kendinizi, kendine güvenen, heyecanını kontrol eden bir aday olarak görüntüleyin.


Her şeyin hayırlısını dileyin,

Başarılar  

0 comments:

İş Görüşmesine Giderken Ne Giyilir?

İş Görüşmesine Giderken Ne Giyilir?


Merhaba. Aslında çok da zor bir konu olmamasına ve üzerinde düşünülmesi gerekilmeyen ama bu işlere yeni başlayanlara tavsiye amacıyla bugünün konusu, mülakata giderken ne giysem?

Sokaktan geçen 3 yaşındaki çocuğa, iş görüşmesine giderken ne giymeliyiz diye sorsanız o bile, tabi ki takım elbise giymeliyiz cevabı verirdi. Peki ya hangi renk veya kombinasyon ya da takım elbisesi olmayan bunu alacak parası da bulunmayanlar için alternatif yok mu? Hepsini bugün bu masada didik didik edip akıllarda tek soru bırakmayacağız, söylenmeyeni söyleyecek, yıkılmayan tabuları buldozerle yıkacağız.

Öncelikle her ne kadar ben bu konuda biraz daha katı kurallı olsam da ik'cıların %90'ı başvurulan pozisyona göre kıyafet seçimini özgür bırakmaktadır. Bu pozisyon ayrımının en temel farkı mavi yaka-beyaz yaka çalışanları diyebiliriz. Mavi yakalı bir iş için başvuran kişiler kot pantolonda giyse pek sorun olmaz ama bu pantolon giymenin verdiği rahatlıkla yırtık, taşlı, aşırı düşük bel ya da apaçi stil bir pantolon giyme absürtlüğüne de kişi sahip olmamalı. Keza kurumsal bir firmada hatrı sayılır pozisyon için başvuran aday kot pantolon-tshirtle gelirse bu da bir handikap yaratmaktadır. Hemen burada bir dipnot; tüm yazı boyunca şunu yaparsanız bu nedenle elenirsiniz demeyeceğim çünkü işini ciddiye alıp prof. değerlendirme yapan ik'lar tek nedenle kişi elemez ve görüşme sonunda aday değerlendirme formu kullanır. mülakat değerlendirme formu örneğinde olduğu gibi çeşitli kriterlerle adayı değerlendiririm. Ben kılık kıyafete biraz daha fazla önem veririm ama bir aday mülakata uygunsuz kıyafetle geldi diye de elemem. Laf lafı açıyor ama burada şunu da belirteyim, kadın ikcılar kadın adayları en baştan aşağı süzüp puan vermekteler, keza erkek adayları da kıyafetiyle bir ön yargı oluşturabilirler. Sonuçta herkes insan olduğu için bunun kaçınılmaz sonucu olarak işin içine duygular girebilmekte. Ben adayı kıyafetinden direkt elemem ama bir başka ik'cı sırf giyinişe gıcık olduğu için eleyebilir, işte tüm bu süreçlerden kaçmak için başvurduğunuz şirket ve pozisyon her ne olursa olsun takım elbiseden vazgeçmeyin derim.

Bunlar neden önemlidir? Bu tarz ince nüanslar olmakla olmamak arasında gidip gelmenizi belirleyen kriterlerdir. Bir aday görüşmeye kot pantolon, tişörtle geldi, diğeri şık bir takım elbiseyle geldi diyelim. İkisinin de hemen hemen diğer kriterleri aynı ve siz İK olarak ikisi arasında bir tercih yapmak durumundasınız. Siz olsanız hangisini seçerdiniz? Takım elbise giymiş olan biraz daha ciddiyet yakalayacağı için gönüller ona kayabilir. İşte bu süzgeçlere ve ikcının ilk görüşte önyargısına takılmamak için siz gene de takım elbiseden şaşmayın derim ben.

Yazın sıcağında da takım elbise giymesek olmaz mı derseniz, (bkz: smart casual) başlığında değindiğim gibi bu tarz kombinlerle ve 1 tane kravatla takım elbiseye gerek kalmadan hem iş görüşmesine uygun hem de sportif giyimi de tercih edebilirsiniz. İster takım isterseniz smart casual giyinin görüşmede 3 renkten şaşmayın, lacivert, füme ve siyah. (siyah takım elbise beyaz gömlek giymeyin, siyah takım elbiseye mavi gömlek giyin)

Ayakkabılar;
Ayakkabı seçiminde, kotla gelecekseniz spor; takım elbise ya da smart casual giyimle gelecekseniz ona uygun ayakkabı giymelisiniz de sanırım tüm halk hemfikir. Kahverengiden uzak durun siyah ya da varsa lacivert ayakkabı uygundur.

Çoraplar;

Çoraplar konusunda, görüşmeye ister kapri ister şortla bile gelseniz beyaz çorap giymemelisiniz. Beyaz bir kültürdür ama sadece gömlekte. Bu vesileyle 3 beyazdan uzak durun derim; beyaz don, beyaz çorap, beyaz atlet…kahverengi ve geri kalan renkli çoraplarda handikap. Mis gibi siyah ve lacivert çoraptan şaşmayın.


Pantolon; 

Pantolon konusunda da takım elbisenin zaten kendine has kumaşı olacaktır ama smart casual gelecekseniz gene siyah, lacivert ve tercihen füme renk pantolonlar uygundur. Şunu belirteyim eğer ki CIA ya da FBI'da görüşmeye gitmiyorsanız siyah takım, beyaz gömlekten ya da full siyah takımdan uzak durun. İş yaşamının rengi mavi renklerdir beyler. Siyah, lacivert ya da koyu gri pantolonları beyaz, açık mavi, turkuaz ya da buz mavisi gömleklerle kombinleyebilirsiniz.


Gömlek;

Gömlek konusunda da iş yaşamının rengi açık mavidir. Koyu mavi ve kahverengi ortamı bayar, siyah gömlek cenaze havası katar, uçuk sıcak renkler ortamı panayıra çevirir o yüzden beyaz gömlek, açık mavi ya da buz mavisi tadında mavi skaladan gömlekler hoş olur. İşteki ilk gününüzde kırmızı gömlek giyebilirsiniz ama mülakatta giyeceğiniz kırmızı gömlek ikcı'da kızgın boğa etkisi yapabilir bu yüzden gömlekte beyaz ve maviden şaşmayın.


Kravat;

Kravat seçiminde de düz renkler tercihimdir. Giydiğiniz renklere uyumlu düz sade kravatlar iyi olur. Sadece kravatın ince olmasına ve çok uzun olmamasına dikkat edin yeter.


Ceket;

Takım elbise giyecekler için; temcit pilavı gibi tekrara giriyorum ama lacivert, füme, siyah ceket iyidir; smart casual giyecekler için loop'a sardım gibi ama takım elbiseden biraz daha bağımsız renklerde blazer ceketler uygundur. Gene düz ve koyu renkler idealdir. Bu yaz sıcaklarında ceket giymeyebilirsiniz ama ben olsam görüşmeye ceketle giderdim, masaya oturduktan sonra izin isteyip ceketimi çıkarırdım. Dediğim gibi ben kıyafet mevzusuna biraz takığım bu yüzden ben bu sıcakta bile takım giydiğim için ceketle gelmenizi +1 desteklerim.


Son olarak aksesuarlara değinirsek, çelik kordonlu saat dışında başka bir şey takmanıza gerek yok. O çok sevdiğiniz ya da belki size uğurlu gelen saat dışındaki herhangi bir materyali bugünlük evde bırakabilirsiniz.
 

Son bir dipnot olarak bir tavsiye. Kullandığınız parfümü sol bilek kısmınıza da sıkın. İnsan hafızası kokuları en son unuttuğu için sol bileğe sıkılan parfüm karşı tarafta tokalaşma anında iz bırakır.

Saygılarımla,
iKMania


3 comments: