Linkedin Kullanma Kılavuzu
Merhaba. Linkedin’i duymayanız yoktur herhalde. Eğer ‘’o ne ola ki yenilir
mi?’’ diyeniniz varsa hemen ilk elden linkedin’de bir profil sayfası oluştursun
ve bu yazıyı ondan sonra okusun. Geri kalan kitle zaten linkedin’i bildiği için
yazıya devam edelim.
Sitenin okunuşu olarak ona linkedin denmez ‘’linktin’’ denir diyenlerle hayır
Türkçe’yi korumalıyız onun adı adı üstünde ‘’link edin’’ diye okunur diye
tartışanlarda bu kavgasına bir son versin. Gönlü isteyen ‘’linktin’’ der gönlü
isteyen Türkçe ‘’link edin’’ der.
Linkedin’i ‘’facebook’un kravatlısı’’ haline
getiren ve siteyi prof. kimliğinden çıkarıp akrabalarla pikniğe gelmiş
samimiyeti, ne bileyim kısır ve böreklerle altın günlerinde yapılan goygoylara
çevirerek kedi-köpek resimleri, garip garip karikatür ve fıkra paylaşanları da
Mark Zuckerberg’e havale ediyorum. Degajesine kadar açık ‘’günaydın’’
resimlerini paylaşan kadınları ne CEO’lar ne CFO’lar beğeniyor ki bu tarz
kadınların iyice gaza gelip hazır yaz gelmişken denize doğru ayak çekmeli
resimlerini veya bikinili resimlerini de paylaşmaya başlayacaklar ki tek korkum
odur. O tarz manken kızlarımızı da Ara Güler’e havale edelim geçelim. Bu arada
gözlemlerimle ilginç bir istatistik çıkardım. Bu tarz siyasi paylaşımlar,
ilkokul 3 çocuğunu bile güldürmeyecek sığlıkta fıkralar ve dekolteli resimleri
paylaşanlar genelde işletme sahibi, patronlar, işverenler oluyor. Peki neden?
Bu tarz işveren kişilerin ‘’iş arama’’ korkusu olmadığı için sitede istediği
gibi yardırıp geçiyorlar. İşveren dışında kalan garibim kitlede aman şu resmi
beğenmeyeyim aman şu kedili videoyu paylaşmayayım ki başvuru yapacağım
şirketlerin İnsan Kaynakları çalışanları veya Headhunter’lar linkedin’de
çizdiğim profilimden dolayı beni işe almaktan vazgeçmesin korkusu yaşamaktadır.
Headhunter demişken artık gelelim yazının esas amacına. Vermek istediğim mesajı
ve belirtmek istediğim bence en önemli noktayı ilk başta veriyorum ki diğer
maddeler klasik öneriler şeklinde olacaktır.
1-) Adınızın soyadınızın yanına eğer iş arıyorsunuz ‘’yeni iş arayışında’’
ibaresini muhakkak koymalısınız. Bu şundan önemlidir. Headhunter'lar ve
recruitment'ler dediğimiz ‘’yetenek avcısı’’ kişiler siteyi aktif
kullanmaktadır. Sitenin gelişmiş arama kısmına yetenek avcılığı yaptığı meslek
ismini yazarak arama yaparlar ki olabildiğince fazla kişiye ulaşırlar ve süzme
işlemi başlar. Örnek olarak bir headhunter ‘’Muhasebe Müdürü’’ ilanı için
yetenek arıyor. Linkedin’e girdi ve arama butonuna muhasebe müdürü yazdı, şehri
İstanbul seçti, sektörü muhasebe seçti ve aramaya başladı. Karşısına çıkan
isimlerin yanında ‘’iş arıyor, aktif iş arayışında, çalışmıyor’’ gibi ibareler
bulunan kişilerle direkt iletişime geçer. Bunun dışında, sizin iş arayışınız
varsa ama bunu belirtmemişseniz bir headhunter bunu bilemeyeceği için radara
yakalanma şansınız çok azalır.
Kural 1: Eğer aktif iş arayışınız varsa çalışıyor bile olsanız bunu isminizin
yanında belirtin.
2-) Mesleğinizi ve unvanınızı yazın şirketi değil. Hali hazırda çalıştığınız şirketi
yazabilme şansınız oluyor. Bunun dışında unvanınızı da isminizin, soy isminizin
yanına yazabilirsiniz. Örnek olarak doğru kullanım,
Anıl Güçlü – İnsan
Kaynakları Uzmanı
yanlış kullanım olarak, Anıl Güçlü – X Şirketi İK’sı!
3-) Profil bilgilerinizi
sürekli güncel tutun. Linkedin’in esas amacı zaten doğru kişileri doğru işlerle
buluşturma şansının olmasıdır. Profiliniz canlı ve yaşayan CV gibi olmalıdır. Profesyonel unvanınız, konumunuz ve sektörünüzü iyi belirtin. Kim
olduğunuz, ne iş yaptığınız profilinizde açıkça belli olsun ki arama kısmında
bu özellikleriniz gözükebilsin.
4-) Sadece profesyonel fotoğraflar kullanın. Fazla söze ve yoruma
gerek yok sanıyorum. Önemli bir özellikte fotoğrafınız güncel olmalıdır.
5-) Özgeçmiş özeti
yazın. Bu bölüm daha çok iş başvurularında kullanılan ön yazı formatı mantığında
olmaktadır. Çok kısa kariyer hayatınızı, başarılarınızı, hedeflerinizi
yazabilirsiniz.
6-) İmla hatalarına çok dikkat edin. Gelyom,
tiskindim, varmı yazan veya de, da’ları ayrılmamış bir profilin iş bulma şansı
çok çok azalmış demektir.
7-) Kullandığınız
anahtar kelimeler mantıklı olsun; bilinçli seçimler yapın. Kelimeler tahmin
edemeyeceğiniz derecede önemli. Profilinizde yer alan anahtar kelimeler,
görünmez olmakla bulunur olmak arasındaki farkı ortaya koyacaktır. Bu nedenle,
arama sonuçlarında görünmek istediğiniz anahtar kelimeleri iyi saptayın; ve bu
kelimeleri başlıktaki unvanınızda, özette ve profilinizde de kullanın.
8-) URL’nizi de kişiselleştirin. LinkedIn hesabınızı oluşturduğunuzda otomatik
olarak, marka ya da firmanızla alakası olmayan, anlamsız sayılardan,
harflerden, ters slash işaretlerinden oluşan karmaşık bir internet adresi
veriliyor. Bunu düzeltmek için "Genel Profil"de
"Kişiselleştirilmiş URL’nizi oluşturun" butonuna tıklamanız yeterli.
9-) Mesleğinizle ilgili gruplara katılın.
İnsan Kaynakları çalışanı bir kişi kendi meslek grubuna, muhasebe çalışanı bir
kişi kendi meslek grubuna üye olabilir. Gruplara üyelikle daha çok kişiyle
tanışma, daha çok bağlantı kurma ve daha çok network sağlayabilirsiniz. Bu da
haliyle daha çok iş imkanı demektir. Bunun dışında sırf iş arayanlara yardımcı
olmak açısından gruplar kurulmuştur. Oralara da üye olabilirsiniz.
10-) Birinin
profilini incelediğinizde karşı tarafa bildirim gider. İşte linkedin’i facebook
ve twitter mantığı dışında kullanmanız için harika bir örnek. Burası eski
sevgilinizi stalklama yapacak mecra değildir. Eğer karşı tarafa uyarı gitmesini
istemiyorsanız gizlilik ayarlarınızdan, kişiye
haber gitmemesi seçeneğini kullanabilirsiniz. Sadece çalıştığınız şirket ya da
sektör bilgisinin gitmesini sağlayabileceğiniz gibi, tamamen anonim de
olabilirsiniz.
11-) Durum
güncellemelerini kullanın ama abartmayın. Genel olarak mesleğinizle ilgili bir
gelişme veya haberi, eğer blog tutuyorsanız yazdığınız yazıları veya aktif iş
arayış haberlerinizi güncellemeden duyurabileceğiniz gibi swarm veya twitter
mantığında ‘’i am at work. Boring’’ güncellemesi veya ‘’şuan kahve içiyorum.
Hava çok güzel yaz geldi’’ de diyebilirsiniz.
12-) Linkedin de kesin ama kesin kez
kesinlikle siyasi tartışmalara girmeyin, başkalarıyla münaşaka yaşamayın,
çalıştığınız şirket veya eski şirketinizle alakalı veya eski bir çalışanla ilgili olumsuz yorumlar paylaşmayın. Sonrasında
çaycınızla yaşadığınız bir anekdotu ekşi sözlük gündeminde görebilirsiniz. Günümüz
sosyal medya devri. Mülakattan yeni çıkmış aday daha kapıdan çıkmadan yaşadığı
mülakatı facebook, twitter, swarm, instagram, foursquare ve linkedin’de
saniyesinde duyurabilir. Tüm bu bileşenleri göz önüne alıp kesinlikle linkedin’de
milletle münakaşaya girmeyin.
13-) Linkedin
bağlantılarınızı dışarı aktarabilirsiniz. Bunun
için, "bağlantılar" sekmesine gelin; "bağlantıları dışa
aktar" butonuna basarak tüm bilgileri .cvs dosyası olarak kaydedin.
Böylelikle tüm bağlantılarınızın adı soyadı, e-mail adresleri, unvanları ve
çalıştıkları şirketlerin olduğu portföyünüz güvende olur.
Şimdilik
linkedini kullanma kılavuzuyla ilgili aklıma gelenler bunlar. Burası yaşayan
sosyal bir mecra olduğu için yeni kullanım alışkanlıkları geliştikçe yeni
yazılar yazarız. Burasının facebook’un kravatlısı olmadığını unutmayın,
profilinizin yaşayan CV olduğunu unutmayın, iş arıyorsanız headhunter ve
recruitment’lerin radarına takılmak için isminizin yanına iş arıyor ibaresi
koymayı unutmayın ve en önemlisi sizi doğru arayanın doğru bir şekilde bulması
için meslek, unvan ve sektörünüzü anahtar kelime olarak yazın.
Saygılarımla,
iKMania
0 comments: