Toplum İK'ya ve İK Süreçlerine Nasıl
Bakıyor?
Merhaba. Ege Üniversitesi İnsan Kaynakları
Yönetimi Yüksek Lisans dönem projemin ana konusu olan Toplum İK’ya ve İK
Süreçlerine Nasıl adlı mini bir seriye başlıyorum.
Çalışmanın bu bölümünde aktif olarak hem
yurt içindeki işletmeler hem de yurt dışında özellikle ABD olmak üzere orada
faaliyet gösteren işletmelerde yer alan paydaşların İnsan Kaynaklarının süreç
sonuçlarını nasıl algıladıklarıyla ilgili araştırma sonuçları yer alacaktır.
Devletin bir temsilcisi olarak SGK müfettişi, İşkur danışmanı, farklı
sektörlerde yöneticilik yapan çalışanlar, işletme sahibi olan işverenler ve
çeşitli sektörlerde mavi yaka - beyaz yaka olarak çalışan işçilerin işletmenin
birer paydaşı olarak İnsan Kaynakları süreçlerine nasıl baktığı hakkında
yorumlar özümsenerek araştırma sonucuna aktarılmıştır.
İşletmenin paydaşlarını oluşturan işçi /
işveren / müşteri / sendika / sivil toplum kuruluşları ve devletin İnsan
Kaynaklarının süreçlerinin bir sonucu olan İşe Alım Yönetimi, Kariyer Yönetimi,
Performans Yönetimi, Ücret ve Yan Haklar Yönetimi gibi uygulamaları ve bu süreç
sonuçlarını farklı algılamasının altında çeşitli nedenler yer almaktadır. Bu
nedenleri sırasıyla inceleyecek olursak eğer,
-Motivasyon Yönetim Süreçlerinin Farklı Algılanmasının Nedenleri
-Personel Seçme ve Yerleştirme Süreçlerinin Farklı Algılanmasının Nedenleri
-Eğitim Yönetim Süreçlerinin Farklı Algılanmasının Nedenleri
-Performans Değerlendirme Süreçlerinin Farklı Algılanmasının Nedenleri
-Kariyer ve Yetenek Yönetim Süreçlerinin Farklı Algılanmasının Nedenleri
-Ücretlendirme, Yan Hak Yönetim Süreçlerinin Farklı Algılanmasının
Nedenleri
-İşe Alıştırma Yönetim Süreçlerinin Farklı Algılanmasının Nedenleri
Motivasyon Yönetiminin
Farklı Algılanmasının Nedenleri
Motivasyon Yönetimi öncelikle çalışanların performansını en üst düzeyde tutmayı
başarmak için şirketlerdeki İnsan Kaynakları departmanı tarafından uygulanan
bir süreçtir. Bunu başarabilen şirketler tepe yönetimin desteğini alarak
beklentileri düzenli olarak ve açık bir şekilde iletirler, otoriteyi
organizasyonun tabanına yayarlar, çalışanlarını problemlere sahip çıkıp
çözmeleri için teşvik eder ve başarılı olanları herkesin önünde ve sık sık
kutlarlar. Bu şirketler, ücretlerin tek başına çalışanların performansını
arttırmadığını ancak destekleyici bir faktör olduğunu bilirler. Yüksek
motivasyonun kaynağı çalışanların işe yaptıkları katkının değerli olduğunu
bilmeleri ve işlerini sevmeleridir.
Peki motivasyon yönetimi
ve çalışan bağlılığı böylesine etkiliyken bu sürecin paydaşlar tarafından
farklı algılanmasının nedenleri nelerdir?
Yöneticilerin Motivasyon
Yönetimini Farklı Algılamasının Nedenleri
Motivasyon yönetimi en yalın haliyle
mevcut çalışanların moral motivasyonunu yükselterek işe bağlılığını arttırmak
ve çeşitli motive edici çalışmalarla iş verimini yükseltmektir. Bu tür motive
edici organizasyonlar belirli bir maliyet gideri olduğu için ilk etapta
yöneticiler buna sıcak bakmamaktadırlar. Genel olarak da yöneticilerin
motivasyon yönetim süreçlerini nasıl değerlendirdiği hakkındaki
araştırmalarımda ‘’olumsuz’’ olarak görüş bildirmişlerdir. Motivasyon
çalışmaları olan (çalışan memnuniyet anketleri, piknik organizasyonu, spor
etkinlikleri, personel öneri formları) gibi uygulamaların motivasyon için pek
yeterli olmadığını ve artık başka alternatifler üzerinde durulması gerektiğini
belirttiler.
Yönetici olarak motivasyon yönetimi
konusunda İnsan Kaynaklarından beklentileriniz nelerdir şeklindeki soruya da,
şirket aracı, şirket hattı ve bu hat için iPhone-7 gibi üst segment
telefonların çalışanlara verilmesini bekliyorlar. Bu genel görüş önceki
bölümlerde Motivasyon Yönetimi başlığında belirttiğim maddi motivasyon
çalışmasına referans olurken, gayri maddi motivasyon çalışmaları olarak da
şirket çalışanlarının birlikte yemek yemesini, çalışana o günkü halini, hatrını
ve nasıl olduğunu sorarak çalışana değer verildiğinin hissettirilmesi
gerektiğini belirttiler.
İşverenlerin Motivasyon
Yönetimini Farklı Algılamasının Nedenleri
İşverenler motivasyon yönetim süreçlerini
ve bu süreçlerden olan çalışan memnuniyet anketleri, personel öneri formları,
piknik organizasyonu, spor etkinlikleri gibi faaliyetleri desteklemektedirler.
Fakat altını çizdikleri önemli bir husus bulunmaktadır. Bu tür etkinlik ve
araçların iyi ve etkin kullanılması gerektiğine inanıyorlar. Çünkü işe
yaramayan uygulamalara işverenler ekstra maliyet olarak bakmaktadırlar.
Motivasyon denilince akıllara sadece piknik, konser, etkinlik gibi sosyal
faaliyetlerin gelmesini istemiyorlar. Çünkü herkesin motivasyonu aynı yönde
aynı motivasyon unsurları ile harekete geçmediğini, bu nedenle motivasyon
çalışmalarında örgüt çalışanlarının motivasyonel unsurlarının öncelikle
biliniyor olmasını ve bu tür çalışmaların ondan sonra yapılmasından yanalar.
Ayrıca, çalışan memnuniyeti anketi gibi çalışmalarda da, eğer anket sonrası her
hangi bir aksiyon alınmayacaksa hiç yapılmaması görüşündeler. Zira bu durumun işveren
ve yönetime karşı ciddi güvensizlik yarattığını, bir süre sonra da bu tür
anketler tekrar yapıldığında ve sorular sorulduğunda gerçeğin elde
edilemeyeceğini düşünüyorlar.
Son olarak bir paydaş olarak işverenin
motivasyon yönetimi konusunda İnsan Kaynaklarından beklentileri şu şekildedir,
İnsan Kaynaklarının örgüt dinamiklerini çok iyi algılamalarını ve
uygulamalarını ona göre yürütmeleridir. Zira her yerde her örgüt kültürüne
uygun yapılarda kullanılan uygulamalar sadece trend diye uygulanırsa başarılı
sonuç vermemektedir.
Çalışanların Motivasyon
Yönetimini Farklı Algılamasının Nedenleri
İşçi ve çalışan olarak
siz motivasyon yönetim süreçlerini nasıl değerlendiriyorsunuz şeklinde soruya
da genel görüş olarak “Yönetici kavramı” mantığı ile hareket etmeyen
yöneticilerin, alt – üst ilişkilerini iyi yönetemediklerini düşündüklerinden
motivasyon süreçlerinde başarılı olamadıklarını belirttiler. Çalışanların
göstermiş olduğu ekstra performansların ne maddi ne de manevi olarak
ödüllendirilmemesi çalışan motivasyonunu düşüren en önemli faktörlerden biri
olduğunu belirttiler.
Bu görüş sonrası sorulan
bir diğer soru olan işçi ve çalışan olarak motivasyon yönetim çalışmaları
(çalışan memnuniyet anketi, piknik, spor etkinlikleri, personel öneri formları)
sizce etkili olmakta mıdır sorusuna olumlu görüş bildirdiler. Burada da önemli
bir fark yatmaktadır. Memnuniyet anketi sonuçlarının gerçeği pek yansıtmadığını
sadece yöneticilerin öncelikle ast - üst ilişkisinde adil davranmalarını bu
gerçekleştikten daha sonra diğer etkinliklerin faydalı olabileceğini
aktardılar. Ast - üst ilişkisinde sağlanan adil bir ortamdan sonra İnsan
Kaynaklarının yaptığı sosyal etkinliklerin kişiler arasındaki iletişimi
arttırmaya fayda sağladığını ve bu iletişim ortamının özellikle birbirine bağlı
çalışan yarattığını çalışanların mesai içindeki verimini arttırdığını
belirttiler.
Bir başka soru olan işçi
ve çalışan olarak motivasyon yönetimi konusunda İnsan Kaynaklarından
beklentileriniz nelerdir sorusunda da öncelikle firma kültürü uygunluğunu
öngörerek; İnsan Kaynakları sisteminin asıl mantığını bilen yönetici ve
işverenle birlikte çalışılması durumunda İnsan Kaynakları sisteminin en doğru
şekilde yönetileceğini belirttiler. Çalışanın motivasyonunu sağlayan en etkili
konulardan birinin ödüllendirme sistemi olduğunu vurguladılar. Fazladan efor
sarf eden çalışanın yasal hakları olan fazla mesai ücreti, prim, yıllık izin
hakkı veya terfi gibi karşılık alacağını bilmesi, personelin daha verimli
çalışmasını katkı sağlayacağını bunun yanı sıra sosyal etkinlikler, dinlenme
odaları gibi olanakların da yine çalışma verimini arttıracağını düşündüklerini
belirttiler.
Bu sonuçlar
incelendiğinde genel olarak motivasyon süreçlerinin işçiler açısından oldukça
yetersiz kaldığı görülmekte. Ülke genelinde bu konuda çok fazla eksiklik
bulunmaktadır. Motivasyon, ihtiyaçların karşılanması ile doğru orantılıdır.
Haliyle kurum içerisinde çalışanların ihtiyaçlarına yönelik tespitlerin
yapılması ve bu tespitler değişen iç/dış koşullara göre her daim güncellenmelidir.
Maddi yani elle tutulur ihtiyaçlara yönelik tespitler ve bu tespitler sonucu
ortaya çıkan ihtiyaçların karşılanması nispeten basittir. Asıl sorun manevi
ihtiyaçları tespit etmektir. Bunun için de bu konu ile ilgili yetkin ve yetkili
kişilerin empati kurma düzeyi oldukça yüksek olmalıdır. Kısacası ihtiyaçları
maddi ve manevi olmak üzere iki ana başlıkta toplamak mümkündür. Ve bu iki
başlık birbirini bütünüyle tamamlayıcıdır. Birinin eksikliği diğer ihtiyacın
karşılanmasını önemsiz kılar. Mutsuz çalışan ve mutsuz insanda motive değildir
ve verimsizdir. Onun için yapılan iş ne olursa olsun önce insan denilmelidir.
İnsanın sosyal bir varlık olduğu kabul edilmelidir.
Devletin Motivasyon
Yönetimini Farklı Algılamasının Nedenleri
Devletin temsilcisi olan
çalışanlarda işletmelerde uygulanmaya başlanan yeterli motivasyon araçlarının
çalışanın mutluluğunu arttırıp daha verimli bir ortam olacağına inançları
bulunmaktadır. Çalışan, işveren veya yöneticiler gibi aktif işletme çalışanları
olmayıp sadece dışarıdan devletin bir temsilcisi oldukları için sadece bu İnsan
Kaynakları süreçlerinin yasalara uygun olup olmadığını kontrol ettiklerini
belirttiler.
Saygılarımla,
iKMania
0 comments: