Plaza Dili ve Edebiyatı


Plaza Dili ve Edebiyatı

Merhaba. Beyaz yakalıların harman olduğu plazalarda kullanılan ‘’Plaza Dili ve Edebiyatı’’ çözümlemesi gerçekleştireceğiz.

Küçükken sanki hiç leğende yıkanmamış gibi elinde latteyle ‘’ toplantıyı set ettiysek sizi meeting room’da bekliyor olacağım’’ cümlesini kuran beyaz yakalıların plaza dili ve edebiyatını bu yazıda çözüyoruz. Umarım bu tarz beyaz yakalı kabile arasında mahsur kalmazsanız ama günün birinde yolunuz bu beyaz yakalılarla kesişirse kurdukları cümleleri anlamak için cebinizde bu yazıyı sözlük niyetine taşıyabilirsiniz. Hazırsanız yazıdan aksiyon almak için start up verelim!

- Aksiyon almak = En çok kullanılan kalıptır. Konu hakkında harekete geçmek demektir. Örneğin manager’ı o çalışan hakkında aksiyon alacakmış. Yani müdürü o çalışana ya uyarı verecek ya da işten çıkaracak.

- Follow up’larımız = İş takibi demektir. Genellikle follow up’larımız ne durumda arkadaşlar şeklinde kullanılır. Yani iş takibimiz ne durumda demektir.

- Meeting set etmek = Toplantı düzenlemek, ayarlamak manasına gelir. Genelde bu meetingler outlook üzerinden maille set edilir :)

- Forward etmek = Manası maili iletmek, göndermektir.

- Down olmak = Moralman çökmek manasına gelir.

- Confirme etmek = Manası teyit etmek, onaylamak, mutabakat sağlamaktır.

- Check etmek = Kontrol etmek demektir.

- I think yani = Sana katılıyorum, bence de, benim görüşüm manasına gelir.

- Push etmek = Verilen görevin çabuk yapılmasını sağlamak için zorlamak daha da Türkçesi darlamak manasında kullanılır. Ikınsu hanım Berkejan beyi push edelim lütfen, yoksa bizim işi bir ay daha sallar yoksa bu belgeler yetişmeyecek. 3 günümüz kaldı gibi.

- Deadline yaklaşıyor = Verilen görevin tamamlanması için son tarih yaklaşıyor demektir. genellikle maille iletilen görevlerin sonunda yazar, deadline: xx.xx.xxxx şeklinde.

- Beni de cc'leyin = Yani outlook üzerinden göndereceğiniz mail de cc bölümüne beni de koyup gönderin demektir.

- Nice to have mi, yoksa must mı? = Türkçesi bu şey sizin için zorunlu mu yoksa olsa da olur mu demektir. Zorunlu değil ama olsa iyi olur gibi. Örneğin; bu proje sizin için nice to have mi, yoksa must mı? Cevabı, must anam must gibi…

- Start up vermek = Türkçesi bismillah deyip başlayalım demektir.

- Win-win bir durum = Her iki taraf açısından kazanç olan, her iki tarafın yararına manasına gelir.

‘’-yor olacağım’’ = Yapacağım manasına gelir. Örneğin; yarın sizi toplantı odasında bekliyor olacağım yani bekleyeceğim.

- Third party = İş ortakları demektir.

- Soft copy = Elektronik kopya demektir. Örneğin; printout yapıp hard copysini alalım. Türkçesi sunumu bas getir demektir.

- Focuslanmak = Odaklanmak

- Hard copy = Çıktı demektir.

- Point etmek = İşaret etmek anlamına gelir.

- Handle etmek = Halletmek manasına gelir.

- Assign etmek = Görevlendirmek, işleri paylaştırmak, dağıtmak manasına gelir.

- Brieflemek = Yazılı bilgilendirme yapmak demektir.

- Lead etmek = Liderlik yapmak, liderlik etmek manasına gelir. Örneğin; Team’i lead etme. Yani ekibi idare etmek.

- Please proceed lütfen = Lütfen ilerleyelim anlamına gelir.

- Major concerni clarify etmek = Ana mevzuyu netleştirmek anlamına gelir.

- Schedule etmek = Randevu ayarlamak manasına gelir.

- Fyi = İşyerinde üst ve tepe yönetimden gelen haber niteliği taşıyan mesajları bütün şirkete iletirken mailin başına veya sonuna yazılan harflerdir. Manası bilginize sunarım, bilginize demektir.

- Insight toplamak = Gözlem yapmak demektir.

- Share etmek = Paylaşmak demektir.

- Projeyi park edelim = Belli bir süre projeyi askıya alalım demektir.

- Fine tune etmek = İnce ayar çekmek demektir.

- Concernlerimizi discuss edeceğimiz bir meeting set etmek = Türkçe meali mevzuları tartışabileceğimiz bir toplantı ayarlayalım demektir.




Bölüm sonu canavarı olarak aşağıdaki cümlelerde ne anlatılmak istendiğini anladıysanız bu dersi geçmişsiniz demektir.

‘’Arkadaşlar follow up larımiz ne durumda. Schedule'un çok gerisinde kaldık. Deadline yaklaşıyor biraz daha push edelim. Konu hakkında en kısa sürede meeting set edip aksiyon alıyor olacağım.’’

‘’Ikınsu Hanım, Berkejan Beyi push edelim lütfen. Deadline yaklaşıyor sonrasında disgusting bir durum yaşanmasın. Her iki taraf açısından win-win bir durum bence. I think yani. Konu hakkında sanırım birbirimizi confirme ettik, discuss hakkında checklestik. Konu hakkında aksiyon almak için beni de cc'leyin, hep beraber focuslanalım.’’

‘’Start’ı verelim, baktık handle edemiyoruz hold’da tutar en kötü delete ederiz. Sonuçta bu case'i handle edebiliyor olmalıyız arkadaşlar. Bu konuda handle edemediğiniz noktada bana haber verin, ben manage ederim. Resolved kapatılmayan soft skill problemler varsa angaje olup handle edelim.’’

‘’Bu kadar push edince ben down oluyorum handle edememem çok doğal, sorumlulukları allocate edemiyorum.’’


Saygılarımla
iKMania 


4 yorum:

  1. Anil Bey Selamlar,
    Bazi kelimeler özellikle is hayayinin içine o kadar gitmiş ki küçük şirketlerde dahi cc ye benide koy, check edelim gibi cümleler kullanılıyor.Özeleştiri yapmak gerekirse malesef benimde icinde kullandiklarim mevcut

    YanıtlaSil
  2. O zaman bu konu hakkında hemen focuslanıp hızlı bir şekilde aksiyon almamız gerekebilir Cihan Bey =)

    YanıtlaSil
  3. Anıl bey ben bu konuyla lgili bi proje yapmayı düünüyorum ve sizlende bu konuyla ilgili görüşmek istiyorum

    YanıtlaSil
  4. Tabi ki mail adresimden bana ulaşabilirsiniz. Proje yapabiliriz.

    YanıtlaSil