Maaşını Alamayan İşçilerin Durumu
Öncelikle ücret kısaca belirli bir emek
karşılığında işverenin işçiye aylık ödediği miktardır. İşçiler genel olarak
memurlardan farklı bir şekilde iş
yapıldıktan sonra ücret almaktadırlar. Yani memurlar işten önce işçiler işten
sonra ücret alırlar.
4857 Sayılı İş Kanunun 32. maddesinin 5. fıkrasında; “Ücret en geç ayda bir
ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya
kadar indirilebilir.” hükmü
yer almaktadır. İşçi ücreti niteliği itibariyle düzenli (periyodik) aralıklarla
ödenmelidir. Ancak bu aralığın işçi açısından çok uzun, işveren yönünden de çok
kısa olmaması gerekir. İş Kanunu bu konuda asgari ve azami süreler öngörmek
suretiyle her iki tarafın yararlarını bağdaştırmak yoluna gitmiştir.[2]
Öte yandan, 4857 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde ücret ödeme gününün ne
olması gerektiği değil, ücret ödeme dönemleri düzenlenmektedir. Dolayısıyla,
işçi ve işveren tarafları kanuni sınırlamalar dahilinde iş sözleşmesi ya da
toplu iş sözleşmesiyle ücret ödeme gününü serbestçe belirleyebilme hakkına
sahiptir.
Ayrıca, bahse konu hükümde, ücretin en geç ayda bir ödeneceği ve iş
sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresinin bir haftaya kadar
indirilebileceği hükme bağlamış olmakla birlikte, işverenin rıza göstermesi
halinde günü birlik ödemenin de mümkün olabileceği, gerek Yargıtay kararlarında
gerekse doktrinde savunulmaktadır. Hatta işvereni sıkıntıya düşürmeyecekse,
işçinin henüz ödeme günü gelmeden o ana kadar çalıştığı ücretlerin ödemesini
“avans” olarak talep edebilmesi de mümkündür.[3]
Eğer işveren
ücretleri aksatamsı durumunda işçilerin yasada belirlenmiş hakları şu
şekildedir.
2.1. İşçi İş Görme Borcunu Yerine
Getirmekten Kaçınabilir:
4857 Sayılı İş Kanunu 34. maddesine göre; ücreti ödeme gününden itibaren
yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu
yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş
görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa
dahi grev olarak nitelendirilemez. Ancak, işçinin iş görmekten kaçınabilmesi
için işverenin ücreti tamamen veya kısmen ve mücbir bir sebebe dayanmadan
ödememiş olması gerekmektedir. Ortada ödenmemiş bir ücret alacağı yoksa ya da
ücretin ödenememesine dayanak teşkil eden mücbir bir sebep varsa iş görmekten
kaçınma hakkı kullanılamaz.
2.2. Ödenmeyen Ücretler İçin Mevduata
Uygulanan En Yüksek Faiz Oranı Üzerinden Hesaplama Yapılarak İşçiye İlave Ödeme
Yapılmalıdır:
4857 Sayılı İş Kanunu 34. maddesine
göre; gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz
oranının uygulanması gerekmektedir. Örneğin, her ayın 25’inde ücret ödemesi
yapılan bir işyerinde, ayın 28’inde yapılan ücret ödemesinin geçerli bir ödeme
olarak kabul edilebilmesi için işçi ücretine, üç günlük ve mevduata uygulanan
en yüksek faiz oranına göre hesaplanacak tutarın ilave edilmesi gerekmektedir.
2.3. Ücreti Zamanında Ödenmeyen İşçi İş
Sözleşmesini Haklı Nedenle Feshedebilir:
4857 Sayılı İş Kanununun işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkını
düzenleyen 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) fıkrasında; işveren
tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak
hesap edilmez veya ödenmezse, işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini
feshedebileceği düzenlenmiştir. Yukarıda da bahsedildiği üzere, yasal süresi
geçtikten sonra yapılan ücret ödemesinin geçerli kabul edilebilmesi için,
kanuni faiz tutarının da ücrete ilave edilerek ödenmesi gerekmektedir. Aksi
halde söz konusu hak, yasal faizin ödenmemesi halinde de geçerli olacaktır.
2.4. Ücreti Gününde Ödemeyen İşveren
Hakkında İdari Para Cezası Uygulanmaktadır:
4857 sayılı İş Kanununun 102 nci maddesinin (a) bendine göre; 4857 sayılı
Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen ücret ile işçinin bu Kanundan veya toplu
iş sözleşmesinden veya iş sözleşmesinden doğan ücret ödemelerini süresi içinde
kasten ödemeyen veya eksik ödeyen işveren hakkında bu durumda olan her işçi ve
her ay için 270 Türk Lirası (2015 yılı için geçerli olan tutar) idari para
cezası uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
3.Sonuç
İşçi ücretlerinin, 4857 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde belirtildiği
üzere, en geç bir ay içerisinde ödenmesi gerekmektedir. Ücret ödeme günü ise,
işçi ve işveren tarafları arasında serbestçe kararlaştırılabilir. Ücretlerin
gününde ödenmemesi halinde ise, işçiler iş görmekten kaçınabileceği gibi, iş
sözleşmesini haklı nedenle feshedebilme hakkına da sahip olacaktır. Diğer
taraftan işverenler ise, hem zamanında ödenmeyen ücretler için işçilere,
mevduata uygulanan en yüksek faiz oranına göre hesaplanacak tutarda ilave ödeme
yapmak durumunda kalacak, hem de ücret alacağı zamanında ödenmeyen her işçi ve
her ay için idari para cezasına maruz kalacaktır.
Saygılarımla,
iKMania
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 comments: